460 likes | 726 Views
Yönetim; belli bir amaca ulaşabilmek için, bir grup insanın işbirliğini sağlamak amacıyla harcanan çabaların tümüdür. Yönetim, PLANLAMA, ÖRGÜTLEME, YÜRÜTME, İLETİŞİM, DENETLEME ve ÇALIŞANLARIN EĞİTİMİ öğelerini barındırır.
E N D
Yönetim; belli bir amaca ulaşabilmek için, bir grup insanın işbirliğini sağlamak amacıyla harcanan çabaların tümüdür. Yönetim, PLANLAMA, ÖRGÜTLEME, YÜRÜTME, İLETİŞİM, DENETLEME ve ÇALIŞANLARIN EĞİTİMİ öğelerini barındırır.
Yönetim: Kurumu amacına ulaştırmak için, elde edilen bütün kaynakları, en iyi şekilde kullanma bilimi ve sanatıdır. Yönetim, değişen durumlarda bozulan dengelerin, eskisinden farklı bir şekilde kurulma sürecidir. Yönetim, yeni koşullar altında, yeni değerler geliştirmeyi ve uygulamayı sağlayan bir buluş olarak da görülebilir.
Yönetim, bir örgütün saptanan politikalarını uygulamak için sürdürdüğü etkinlikleri düzenleme sürecidir. Yönetim, insanların işbirliğini sağlama ve bu amaca doğru yürütme iş ve çabalarının toplamıdır. Yönetim, insan ve madde kaynakları aracılığı ile belli bir amacı gerçekleştirme ya da bir işi başarma eylemidir. Yönetim, eldeki kaynaklarla iş görme, beklenen güçlükleri yenme ve beklenmeyen güçlüklerle uğraşmaktır.
Yönetici, bir zaman dilimi içinde ve değişen çevre koşulları altında birtakım amaçları gerçekleştirmek üzere, insan, para, araç, gereç, makine, vb. üretim araçlarını uyumlu bir şekilde bir araya getiren ve çalıştıran kişidir. Bunu gerçekleştirirken, var olan örgüt yapısını, alışılmış yöntemleri ve belirli otorite kaynaklarını kullanır. Lider, bir örgütün amaçlarını gerçekleştirme ya da bu amaçları değiştirmek için yeni bir yapı ve yöntem başlatandır. Lider, örgütsel yol göstericilere (emir, kararname, vb.) mekanik olarak uymanın üstünde ve ötesinde bir etkileme gücüne sahip olan kişidir. Liderlik, makamın sağladığı ayrıcalıklardan çok kişiliğin ürünüdür. Liderler, genellikle kendilerine güvenirler, daha az kişisel davranırlar, çabuk fikir üretirler, eyleme geçerler, çevresindekilerin davranışlarına karşı duyarlı olurlar. Liderlik için kişisel bütünlük önemli bir ihtiyaçtır.
YÖNETİM ÖLÇEĞİ YÜKSEK İ N S ANA V E R İ L E N ÖN EM İnsan, ihtiyaçlarını karşılamaya yüksek düzeyde dikkat ederken, görevi önemsemeyen yönetici Hem göreve, hem de insana yüksek düzeyde önem veren yönetici. Çalışanı örgütün amaçları çevresinde toplayan yönetici. Çalışanların moralini orta düzeyde tutarak, yapılması gereken işleri yapan yönetici Hem insana, hem de göreve önem vermeyen yönetici. İş koşullarının düzenlenmesine yüksek, insan öğesine düşük düzeyde önem veren yönetici. GÖREVE VERİLEN ÖNEM DÜŞÜK YÜKSEK
BÖLÜMSEL YÖNTEME GÖRE YÖNETİM ve İDEOLOJİ LİDERLİK PAZAR ETKİNLİĞİ Ticaret mantığı Pazar payı Rakipler Rekabet tutanakları Müşteri değer yargıları DIŞA DOĞRU ETKİNLİK KAYNAK YÖNETİMİ Giderler Sermaye Kaynakların yapısı Kaynakların uyumu İÇE DOĞRU ETKİNLİK YÜKSEK BAŞARI DÜZENİ Firma ilgisi Müşteri ilgisi Diğer ilgilerin değer yargıları İNSAN KAYNAĞI Müşteriler Liderler İşçiler Ekip Teknolojik değişim = X X LİDERLİK FİRMA KONTROLLARI
Çağdaş Yönetici: Katılıma önem veren, yalnızca konulmuş değerleri izleyen değil, yenilerini de yaratan, esnek olan, insan ilişkilerine önem veren yöneticilerdir. Başarılı olmaları, otoriter olmaktan daha çok etkili ve verimli yönetmeye ve saygın olmaya dayalıdır. • Yönetici; zaman ayırma, bilgili olma ve önem verme açısından; • Kavramsal Beceriler+Teknik Konular=İnsan İlişkileri • Bağlantısını uygulamalıdır.
Demokratik toplum yaratabilmek için, önce bireylerin kendi günlük yaşamlarında, diğer kişilerin görüşlerine saygılı ve hoşgörülü olmayı öğrenmeleri gerekir. Arkasında gönül zenginliği, sevgi, anlayış ve hoşgörü yoksa her türlü iletişim becerisi, yalın ve anlamsız bir alıştırmadan öteye gidemez.
Kendini Tanıma: • İnsan, kendi sorunlarıyla baş edebilir ve kararlarını kendi uygulayabilirse, kendini daha güçlü hisseder. • İnsan, dış etmenler tarafından engellenmedikçe kendi yönünü seçebilme yeteneğine sahip olan bir varlıktır. • Kendini iyi tanıyan insan, kendini daha çok kabul ettiren insandır. • Kendini tanıyan kimse, gerçek duygu ve düşüncelerinin farkındadır.
İnsanın kendini tanıyabilmesi, kendi gücünü keşfetmesine bağlıdır; Bunun için: 1.İnsan yaşantısını ve yaşantısındaki değişimi gerçekleştirecek gücü kendi denetimi altında tutmalıdır. Bunun için kendine yeteri kadar özgüveni olmalıdır. 2.Sorumluluk bir başkasına ya da yaşam tarzına yıkılmamalıdır. 3.Hızlı bir şekilde öğrenmeye ve çevrede olup bitenleri anlamaya çalışılmalıdır.
4.Gerilim denetim altına alınmalıdır. Aşırı baskı altında kalmak kadar, tümüyle stressiz olmak da sakıncalıdır. • 5.Aşağılık duyguları içinde, insan, kendi gücünü aşan girişimlerde bulunmamalıdır. • 6.Değiştirilemeyecek koşullar belirlendikten sonra, yaşantının geri kalan kısmı, insanın kendi kararları doğrultusunda şekillendirilmelidir.
7.Değiştirme isteğine karşı koyan, eskisi gibi davranma, “statükoculuk”, davranışının yenilmesi gerekir. • 8.İnsanın haklılığını savunacak sözü olmalıdır. Bu, korkaklıkla (pasiflik) saldırganlık arasında bir yerdir. Doğru belirlenmelidir . • 9.İnsan olaylar karşısında soğukkanlı olmalıdır. “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.”ya da “öfkeyle kalkan, zararla oturur.” özdeyişleri unutulmamalıdır.
10.Davranışların sözler kadar etkili olduğunu, beden dili kullanılarak gösterilmelidir. • 11.İnsan ilişkilerinde, iyi olan bütün gücün gösterilmesi gerekir. • 12.Yaşamak için bir amaç edinmek, değişiklik yapma sorumluluğunu sürekli duymakla olacaktır.
İnsan ilişkilerinin olumlu yönde gelişebilmesi için, Carl Rogers’a göre: • Karşılıklı saygı • Empatik bir yaklaşım • Kişinin kendisi gibi olması gerekmektedir
Kendinizi Tanıma Penceresi Ben’e Açık Ben’e Kapalı AÇIK ALAN KÖR ALAN Başkalarına Açık Başkalarına Kapalı GİZLİ ALAN KARANLIK ALAN NORMAL
Kendi varoluşunu ve dış dünya gerçeklerini, karşılıklı etkileşim durumunda olan bir süreç olarak görmek gerekmektedir. Başka insanların gerçeklerini anlamaya çalışmak yerine, yalnızca kendi gerçeklerine göre yargılamaya kalkışmak, etkin olmayı engeller ve yalnızlığa yol açar.
Tutum, kişiye özel ve onun bir psikolojik nesne ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli biçimde oluşturan bir eğilimdir. • Davranışlar, insan ve çevresi arasındaki etkileşimlerden ileri gelir. Tutumun, belli ortamda alışkanlık ve beklentilerle desteklenmesiyle Davranış ortaya çıkar.
İnsan Davranışı Belirleyen Etmenler: 1.Kalıtımsal 2.Aile çevresi 3.Yetiştiği ortam 4.Ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyi 5.Ülkenin sosyal yapısı 6.Ülkenin siyasal yapısı 7.Ülkenin kültürel yapısı 8.Ülkenin coğrafi yapısı 9.Kişinin eğitim düzeyi
Tutuma Karşı, Tutumlar.. 1.Yargılayıcı tutuma karşı; tanıtımcı tutum 2. Denetlemeye yönelik tutuma karsı; soruna yönelik tutum 3.Belli bir strateji izleyen planlı tutuma karşı; plansız, kendiliğinden oluşan tutum 4.Aldırmaz, umursamaz, tutuma karşı; anlayış, yakınlık belirten tutum 5.Üstünlük belirten tutuma karşı; eşitlik belirten tutum 6.Kesin tutuma karşı; denemeci tutum
İletişim Engelleri 1.Öğüt vermek, çözüm getirmek, fikir vermek 2.Yargılamak, eleştirmek, ad takmak 3.Soru sormak, araştırmak, incelemek 4.Tanı koymak, çözümleme yapmak 5.Güven verme, yatıştırma ve avutma
İLGİ ALANI Bir insanın ilgilendiği olayların tümünü kapsayan çembere, ilgi çemberi denir. Geniş kapsamlı içeriği vardır. Örneğin, yurt içi ve yurt dışı borsa, uluslararası parasal antlaşmalar gibi ekonomik olaylarla ilgili olayları kapsadığı gibi, yurt ve dünyanın değişik yörelerindeki terörist eylemleri, son zamanlarda piyasaya çıkan Fransız filmleri, gazete kağıtlarının fiyatını, eğitim bakanlığının takıntılı sınıf geçme hakkı verişini de içerebilir.
İLGİ ALANI ETKİ ALANI Bir kişinin etkileyebileceği, denetimi altında bulunan olayları içeren çembere etki çemberi denir. Dar kapsamlı içeriği vardır. Kişinin dişini fırçalaması, saçını taraması, haftalık ya da aylık bütçe yapması, tanıdıklarına mektup yazması, ayda bir kitap okumayı planlaması, bir yabancı dil öğrenmesi gibi isterse yapabileceği davranışlar bu çember içine girer. Kişinin etki çemberi, genellikle onun ilgi çemberinden daha küçüktür; çünkü kişinin ilgilendiği her şeyi etkileyecek gücü yoktur.
İ L G İ ETKİ ALANI A L A N I TEPKİSEL TUTUM Etki alanını küçültür.
İLGİ ETKİ ALANI ALANI GİRİŞİMCİ TUTUM Etki alanını genişletir.
ETKİ ALANI İLGİ ALANI İLGİ ALANI İÇİNE TIKANMIŞ Bencil bir yaşam tarzının sonucu
Motivasyon (Güdülenme): Yönünü ve öncelik sırasını da belirleyerek, bireyleri bilinçli ve amaçlı eylemlerde bulunmaya yönelten, iç ya da dış etkenlerdir. Motivasyon, bir davranışa neden olan fizyolojik, toplumsal ve psikolojik etkilerdir; Zihinsel nedene dayanır ve bu yönüyle kaynağı duygu olan dürtülerden ayrılır.
Maslow’un Gereksinimler Kuramı İnsanın birçok gereksinimleri vardır ve bunlardan bazıları diğerlerinden daha önceliklidir. Doyurulmayan gereksinimler, bireyin davranışlarında egemen olur. Yukarıdaki gereksinimler, bir aşağıdaki gereksinim doyurulduğu zaman hissedilir.
Kişisel Bütünlük (Kendini Gösterebilme) Gereksinimi Beğenilme Ödüllendirilme Üst Görev Verilme Gereksinimi Sosyal Sevgi ve Kişisel İlişkiler Gereksinimi Güven : Kendini kaygıdan uzak ve Güvenlikte duyma Gereksinimi Temel Fizyolojik Gereksinimler Canlı kalmak, nefes almak, yemek, içmek, vb.
McGregor, “Bireysel ve Örgütsel Amaçların Kaynaştırılması” adını verdiği Y kuramının varsayımları: 1.İnsan işten nefret etmez. İşyerinde harcanan çaba, oyun gibi doğal bir şeydir. İş, birey için başarı ve doyum kaynağıdır. 2. Sıkı denetim ve ceza ile korkutma, kişiyi örgütsel amaçlara yöneltecek tek yol değildir. İnsanlar örgüte bağlı olursa, işini ve arkadaşlarını severse, kendi kendini yönetme ve denetim yollarını kullanarak, örgüte daha yararlı olmaya çalışır.
3. Örgütsel amaçlara ulaşmak, işgörenlerin ödüllendirilmesine bağlıdır. 4. İnsan koşullar uygun olduğunda, yalnızca sorumluluğunu benimsemeyi değil, aynı zamanda istemeyi de öğrenir. 5. İnsanlar özgün olmakla birlikte örgütsel sorunların çözümünde yaratıcıdırlar. Y kuramı ile birlikte, yöneticilikte “insan ilişkileri” akımı başlamıştır.
FİZİKSEL: İşyerinin düzeni, İşin Gerektirdiği nitelikler, İşle ilgili kurallar. Donanım, İşyeri, Otopark yeri, Estetik, Öğle yemeği kolaylıkları, Tuvaletler, Isı, Havalandırma, Gürültü, Işıklandırma. EKONOMİK: Maaş ve ücretler, Zamlar, Kardan pay, Sosyal güvenlik, Çalışanların ücretlerinde denkleşme, İşsizlik tazminatı, Emeklilik, Ücretli Yıllık izin, Sigorta, İndirimler. TOPLUMSAL: Ayni iştekilerin grupları Öğle yemeğini birlikte Yiyenlerin grubu, Sosyal gruplar, Ofiste Partiler, Birlikte Gezintiler, Sporlar, Mesleki gruplar, Ayni şeyden zevk Alanların grubu GELİŞME: Delegasyon, Bilgi edinebilme, Eylem planı, Onaylı ortam. BAŞARI: Yetkinlik zamları, Doğru görüş ödülü, Kardan pay GÜVENLİK: Hak uygunluğu Tutarlık, Güven, Dostça tutum, Kıdemlilik Hakları, Anlaşmazlık İşlemleri. TANINMA: Yararlanılan Yetenekler, İşin kendisi, Buluşlar, Yayınlar İŞİN KENDİSİ SORUMLULUK: İşe sarılma, Hedeflerin saptanması, Planlama, Sorun çözme, İş basitleştirme, Performans. STATÜ: İşin grubu, Unvanı, Büronun döşenmesi, Yeri, Özel hakları, İlişkileri, Şirketin toplam Bakışındaki yeri MOTİVASYON GEREKSİNİMLERİ UYUM: Emir verme, İş ile ilgili kurallar, Grup toplantıları, İşle ilgili görüşmeler, Gazeteler, Bülten tahtası, Söylentiler. GEÇİM GEREKSİNİMLERİ
İş göreni motive edebilmek için aşağıdaki unsurlar göz önünde tutulmalıdır: 1.Refah düzeyini artırmak, 2.Moral gücünü yükseltici sosyal etkinlikler düzenlemek, 3.Kendisine dostça yaklaşılarak, ilgi göstermek, 4.Yaptığı işi gerektiği kadar övmek, rekabet ortamı yaratmak, 5.Bilgi ve beceri derecesine göre, sorumluluk vermek, 6.Başarı ve deneyimine göre, işinde ilerlemesini sağlamak 7.İşyerinde, sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı sağlamak, 8.İşini daha rahat yapabileceği iş ortamını sağlamak, 9.Birlikte çalıştığı kişilerin kendisine yanlış davranışlarda bulunmalarını engellemek, 10.Toplam kalite yönetimini kavratmak.
Çalışanların Beklentileri Beklenti, motivasyonun nasıl eyleme dönüştüğünü açıklar. Motivasyon sürecinde var olan değişkenler arasındaki karşılıklı etkileri anlatır. 1.Çaba 2.Performans 3.Ödül 4.Doyumluluk
ÖDÜLÜN DEĞERİ YETENEK VE NİTELİKLER UYGUN GÖRÜLEN ÖDÜLLER ÇABA PERFORMANS BAŞARI KİŞİNİN İÇ DÜNYASI İLE İLGİLİ ÖDÜLLER DOYUMLULUK UMULAN ÇABA ÖDÜL OLASILIĞI KENDİSİNDEN BEKLENENLER HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ KİŞİNİN DIŞ DÜNYASINDAN GELEN ÖDÜLLER
Grubun Yapısı ve Grup Kültürünü Belirleyen Normlar • Grup, belirli bir amacı olan ve bu amaca ulaşmak için iş birliği yapabilen, birbirleriyle etkileşim içindeki insanların birlikteliğidir. Amaç birliği ve iş birliği, grup olmanın temel koşullarıdır. Ancak, grup olmayı gerektiren diğer özellikler de bilinmelidir: • Etkileşim içinde olma, • Ortak değerlere ve normlara sahip olma, • Duygusal yakınlık, • Ortak ilgi, • Benzer gereksinimler, • Benzer yaşam ve anlayış felsefesi.
İşgören Davranışı Üzerine Grubun Etkisi • Grup-birey ilişkilerine yönelen araştırmalar ve kuramsal yaklaşımlar, genellikle 4 konuya eğilmişlerdir: • 1.Grup içinde norm gelişmesi ve bireyin bu norma uyması, • 2.Grubun, bireyde tutum değişimine etkisi, • 3.Grubun, bireyin verimliliğine etkisi, • 4.Grubun, bireyin riske girme davranışını arttırması.
Katılımcı yönetimde canlılık ve dinamiklik vardır. • Katılımcı yönetim, bir otorite ve işlev yapısı değil, kişilikler yapısıdır. • Katılımcı yönetimde doğal liderler çıkabilir. Doğal liderler, gruptan aldığı destekle, grup üstünde bir etkileme gücüne sahip olabilir.
BİR ÇALIŞAN OLARAK SİZİNLE İLGİLİ HERŞEY
KENDİNİZCE BİLİNENLER KENDİNİZCE BİLİNMEYENLER
BAŞKALARINCA BİLİNENLER BAŞKALARINCA BİLİNMEYENLER
KENDİMİZCE BİLİNENLER KENDİMİZCE BİLİNMEYENLER AÇIK KÖR BAŞKALARINCA BİLİNENLER GİZLİ BİLİNMEYEN BAŞKALARINCA BİLİNMEYENLER
KENDİMİZCE BİLİNENLER KENDİMİZCE BİLİNMEYENLER AÇIK KÖR BAŞKALARINCA BİLİNENLER GİZLİ BİLİNMEYEN BAŞKALARINCA BİLİNMEYENLER
Birçok insana, çatışmanın kaçınılmaz bir şey olması, moral bozucu gelir. Sürüp giden bir çatışmanın varlığı, mutlu birlikteliklere olanak vermez diye düşünülür. Etkili iletişimciler ise bilirler ki ,her ne kadar çatışmayıyok etmek olanaksız olsa da, etkili bir biçimde yönetmek olasıdır. Çatışmayı becerikli bir şekilde yönetmek , daha sağlıklı , güçlü ve doyurucu ilişkilere kapı açar.
Taraflar, • Amaçlarının bir birininkine uymadığını algılıyorsa, • Kaynakların kıt olduğunu algılıyorsa, • Bir şekilde birbirlerine bağımlılarsa, • Sürtüşmelerini dile getirdikleri anda, • Çatışma ortaya çıkar.