20 likes | 284 Views
ALİ YALKIN İLKÖĞRETİM OKULU 2/A SINIFI ÇALIŞMA SAYFASI Adı ve Soyadı: ……….…………………………………..…… No: ……… 15 Ocak 2010 Cuma. Problemleri görsele göre cevaplamalısın.
E N D
ALİ YALKIN İLKÖĞRETİM OKULU 2/A SINIFI ÇALIŞMA SAYFASI Adı ve Soyadı: ……….…………………………………..…… No: ……… 15 Ocak 2010 Cuma Problemleri görsele göre cevaplamalısın. Bahçe kapısı ile evimizin arasındaki buzu eritmek için önce 34 kilogram, sonra da 29 kilogram tuz döktük. Çuvalda 90 kilogram tuz vardı. Kaç kilogram tuz kaldı? Lahmacuncu amca 68 kilogram un ile 18 kilogram kıyma almıştı. Aldıkları kaç kilogramdır? • Bayram için 8 kg lokum alan komşumuz 3 kilogramını çocuklara ikram etmişti.. Kaç kilogram lokumu kalmıştır? Annem marketten 2 kilogram un, 1 kilogram muz, 3 kilogram patates aldı. Annemin aldıkları toplam kaç kilogramdır? Her biri 2 kilogram olan un paketlerinden 12 tanesi kaç kilogram gelir? Ali amca ızgara yapmak için iki çuval kömür, 3 kilogram balık almıştı. Ali amcanın taşıdığı kütle kaç kilogramdır?
Vakit, gece yarısını geçmişti. Kalp, atışlarını yavaşlatmış; akciğer soluk alıp verme hızını düşürmüştü. Beyin ise renkli bir rüyaya dalmıştı. Mide: - Of! diye inledi. Gözümü uyku tutmuyor.ağzıma kadar tıka basa doluyum. İçimi sıkıntılar basıyor. Beyin hemen uyandı: - Ne oluyor orada? diye sordu. Karaciğer: - Ne olacak, midenin gene uykusu kaçtı. Oburluğun sonu işte budur. Mide bu sözlerden alındı: - Bütün suç bende mi? diye sızlandı. Karaciğer: -aldığın fazla besinlerin bana da zararı dokunuyor. Onların getirdiği maddelerle uğraşırken yorgun düşüyorum. Toplardamar söze karıştı: - Kanımdaki yağların oranı gene yükseldi. Geriye zorlukla dönüyorum. Karaciğerin bu yağları düzene sokması gerekirdi. Karaciğer: - Sen de suçu bana mı yüklüyorsun arkadaş. dedi. Atardamar havasız kalmıştı: - Susun artık! diye çıkıştı. İşime engel oluyorsunuz. Ah, biraz daha temiz hava olsaydı. Bu sözler üzerine Akciğer, soluk alıp vermeyi hızlandırdı. Ama temiz hava bir türlü gelmiyordu. Beyin: - Çocuklar, dedi. Birbirinizi suçlamayı bırakın. Siz görevlerinizi yerine getirdiniz. Karaciğer: - Şu mide dostumuz da görevini yapsa iyi olacak doğrusu! dedi. Beyin mideyi savundu: - Bu fazla yemeklerin sorumlusu mide değil !dedi. Karaciğer şaşırdı: - Kim öyleyse? -Kim olacak, sahibimiz! Biz bir insan organıyız. Onun bu akşam yemeğini fazla kaçırması, sizleri böyle uykusuz bıraktı. Akciğer: - Ama temiz hava da yok. Oksijensiz kaldım. Hiç böyle zorluk çekmemiştim. Kalp: -Gittikçe ben de kötüleşiyorum, dedi. Beyin: - Sahibimiz fazla yemek yediğinden hemen ağırlaştı. Uykuya daldı. Her akşam yemeğinden sonra yaptığı gibi, bir gezinti yapmadı. Yatak odasının pencereleri de sıkıca kapalı duruyor. Dışarıdaki temiz hava içeriye girmiyor. Mide telaşlandı: Ne yapacağız öyleyse? Bunun bir çaresi yok mu? Kalp: - Onu uyandıralım, dedi. Atardamar sordu: Nasıl uyandıracağız? Beyin: - Çok kolay, dedi. Şimdi ben korkulu bir rüya göreceğim. Kalp hızlı hızlı atacak. Ter bezleri ter atacak. Sahibimiz de uyanmak zorunda kalacak. Mide sevinçle bağırdı: - Yaşasın! Beyin: - Susun da artık rüyaya başlayayım, dedi. Bütün organlar sessizlik içine girdiler. Beyin, hemen bir rüya düzenledi. İnsan, rüyasında karanlık bir kuyuya düşen oğlunu kurtarmak için çırpınıyordu. Kocaman bir yılan geldi. Boynuna dolandı. O sırada kalp, “güm güm” diye sesli sesli attı. Ter bezleri, yağmur gibi ter salgıladılar. Adam, korkuyla uyandı. Alnı, boynu ter içindeydi. Yataktan heyecanla fırladı. Pencereyi açtı. Balkona çıktı. Derin derin nefes alıp verdi. Sonra çocuk odasına gitti. Oğlu, mışıl mışıl uyuyordu. “ Ne korkunç bir rüyaydı.” diye mırıldandı. Bir bardak maden suyu içti. Odaları dolaştı. “ Galiba akşam yemeğini fazla kaçırdım.” diye düşündü. Az sonra rahatlamış olarak yatağına yattı. Hemen uyudu. Derin bir uykuya daldı. Beyin: - Geçmiş olsun çocuklar! dedi. Artık biz de rahat bir uyku çekebiliriz. Mide sevinçle bağırdı: - Yaşasın! Vücudunuzu tanımak istiyorsanız. Yukarıdaki metni defalarca okumalısınız.