340 likes | 755 Views
ÇOCUK EĞİTİMİNDE BÜYÜKANNELER VE DEDELERİN ETKİLERİ. VİLAYETLER HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİ ANAOKULU SEHER YÖNTER REHBER ÖĞRETMEN. Torun sevgisi. Torun sevgisi özel bir sevgidir. Her büyükanne ve dede için onları kucaklarına almak ve büyümelerini izlemek hoş bir duygudur. Torun sevgisi.
E N D
ÇOCUK EĞİTİMİNDE BÜYÜKANNELER VE DEDELERİN ETKİLERİ VİLAYETLER HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİ ANAOKULU SEHER YÖNTER REHBER ÖĞRETMEN
Torun sevgisi Torun sevgisi özel bir sevgidir. Her büyükanne ve dede için onları kucaklarına almak ve büyümelerini izlemek hoş bir duygudur.
Torun sevgisi Büyükanne ve dedelerin torunları üzerinde olumlu etkileri vardır. Kimi zaman çocuk anne-babasından görmediği ilgi ve sevgiyi onlardan görebilmekte; bu da onların psikolojik yönden gelişimini olumlu etkilemektedir.
Büyükanneler ve dedeler torunlarını sevdiklerini hep gösterirler. Evi neşe yuvasına çevirmeye, evlatlarını mutlu etmeye çalışırlar. Bunun için de torunlarıyla oyunlar, şakalar yaparlar, bu arada da çoğu zaman bazı tavizler verirler.
Büyükanne ve dedeleriyle vakit geçirirken, çocukların yaptıkları yanlış davranışlar hoşgörüyle karşılanır, her istekleri yerine getirilir. Evin birer kralı ve kraliçesi gibi yaşatılırlar. Bu nedenle çocuklar onlarla vakit geçirmekten keyif alırlar.
Büyükanne ve dedeler kararlı disiplin anlayışından uzaklaşarak, torunlarını sınırlama koymadan, tüm isteklerini karşılayarak, aşırı hoşgörüyle büyütmeyi tercih etmektedirler.
Çocuklar büyükanne ve dedelerin aşırı hoşgörüsünden olabildiğince faydalanmakta, hatta aynı tutum ve davranışı anne babalarının da göstermesini beklemektedirler.
Büyükanne ve dedelerin en büyük hatası torunlarını çok fazla şımartmalarıdır.
Torunlarının sevindiklerini görmek, onlar için en büyük keyiftir. Bunun için de zaman zaman torunlarının çok istediği ve çoğunlukla da anne-babanın kısıtlama getirdiği şeyleri alarak, yaparak onları mutlu etmeye çalışırlar.
Çocuğun her isteğinin şartsız yerine getirilmesi, çocukta şımarık ve sorumsuz bir kişilik geliştirmektedir.
Büyükanne ve dedenin çocukla yakın teması sıklaştıkça, anne-babadan beklediğimiz eğitimde kararlılık, denge ve tutarlılık ilkesi bozulmaktadır. • Bu durumda anne-baba büyükleri kırmamak için özen gösterirken; büyükanne ve dede de “hayır”ların tümüne “evet” diyerek aşırı bir hoşgörülü yaklaşım içinde görünürler.
Bu durumda anne babasından olumsuz cevap alan çocuk, soluğu büyüklerde alır ve istediğinde bu yola kolayca başvurur.
Çocuğun yanlış davranışını düzeltmeye çalışan anne babaya “ben torunuma laf söyletmem” yada toruna “sen onları boşver” diyen büyükanne dedenin bir süre sonra o torunun elinde oyuncak olması sık görülen bir durumdur.
Çocuğun iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı anlayabilmesi için yolunun çizilmesine ihtiyaç vardır. Aynı anda birkaç kişinin yol çizmesi, yani büyükanne ve dedenin başka doğruları, anne babanın başka doğruları göstermesinin tek sonucu çocuğun doğrusuz yetişmesi olacaktır.
Tutarsız eğitimle yetişen çocuklar • İstedikleri zaman yemek yer, yatar, tv seyreder, sokağa oynamaya çıkabilirler. • Bu çocuklara sınır konulmadığı için, disiplinsiz, sınırlarını çizemeyen, nerede ne yapacaklarını bilemeyen, söz dinlemeyen çocuklar olarak yaşama başlarlar. • İtaatsiz, bencil, sorumsuz olabilirler. • Çocukta sosyal olmayan davranışlar gelişir.
Bu çocuklar, ilk kez okul yaşamında karşılaştıkları kurallar karşısında hayal kırıklığına uğrar, uyum sağlayamazlar. • Okul dönemleri ve ergenlik dönemleri fırtınalı geçer. • Ergenlik döneminde sınır koymaya kalkıldığında başarılı olunamaz.
Her istediklerini elde etmeye alışmış çocuklar, doyumsuz yetişkinler olmaya koşullanırlar. • Boşluk duygusu yaşarlar. Bu sürekli doldurulması, doyurulması gereken bir boşluktur. • İçlerindeki merak ve coşku, istediğine ulaşabilmek için bekleme, düşleme, isteme doyumu gelişememiştir.
Şüphesiz çocukların en iyi biçimde yetiştirilmeleri, gerek anne-baba ve gerekse de diğer aile büyükleri olan dede-ninenin uyum içerisinde birlikte hareket etmelerine bağlıdır.
çocukların eğitiminde anne-babanın ya da evde yaşayan herkesin ortak bir hareketi yoksa eğitimde bazı sonuçları almak zorlaşıyor. Çünkü çocuk ev ortamında bulunan boşlukları çok iyi değerlendiriyor.
Diyelim ki anne, çocuğuna belli bir saatte yatma alışkanlığı kazandırmak istiyor. Çocuğunu yatırmak için hazırlık yapıyor. Bu durumda çocuk hemen babanın yanına gidiyor. Eğer babadan yüz bulursa yatma eğitimi gerçekleşmiyor. Eğer çocuk babadan yüz bulamazsa bu sefer evdeki diğer kişilere yöneliyor. Ne zaman görüyor ki, açık kapı ve boşluk yok, o zaman denileni kabul etmeye başlıyor.
Bu nedenle iyi bir çocuk eğitimi anne-babanın ve evdeki herkesin tutarlı ve ortak hareket etmesi ile mümkün. Evde bir büyüğün yasakladığına diğeri izin veriyorsa, birinin ak dediğine diğeri kara diyorsa çocuk doğru davranışın hangisi olduğunu öğrenemiyor. İşine nasıl geliyorsa öyle davranmayı öğreniyor.
Çocuğa Sorumluluk Bilinci Kazandırmak İçin Büyükanne-babaya Tavsiyeler: • Çocukların tanıması gereken tek otoritenin kendi anne babaları olduğunu unutmayın. Anne babanın çocukları için koydukları kuralları eleştirerek karşı çıkarsanız, çocukların gözünde anne baba otoritesinin zayıflamasına neden olursunuz.
Çocuğa Sorumluluk Bilinci Kazandırmak İçin Büyükanne-babaya Tavsiyeler: Siz çocuklarınızı yetiştirerek anne babalık görevinizi yaptınız. Torunlarınızın anne babası olmaya çalışmayın.
Çocuklarınızın anne babalığını tanımalısınız. Büyükanneler ve dedeler, çocuk eğitiminde yalnızca destekleyici rol oynamalıdırlar; asla anne baba görevini üstlenmemelidirler.
Anne ve baba çocuğun eğitiminde ve yetiştirilmesinde birinci derecede yetkili, sorumlu olmalıdır. • Büyükanne ve dedeler anne-babanın bu sorumluluğunu bilerek hareket etmelidir.
Anne-babanın çocukları için aldıkları kararları hiçe sayacak davranışlardan itinayla kaçınmalıdır.
Çocuğun eğitimi, terbiyesi ve yetiştirilmesinde kontrolü mutlaka çocuklardan birinci derecede sorumlu olan anne-babaya bırakmalıdırlar.
Büyükanne ve dedenin torunlarına karşı hiçbir söz ve davranışının , çocuğun gözünde anne ve babasının değerini ve otoritesini zaafa uğratmamalıdır.
Anne-babasının bilinçli olarak yerine getirmediği istekleri aile büyükleri tarafından torunlarının ilgisini ve sevgisini kazanmak amacıyla dahi olsa yerine getirilmemelidir.
Aile büyükleri olan dede ve büyükanne çocuk eğitiminin hızla değiştiğinin farkına varıp kendi eğitim anlayışlarında ısrarcı olmamalı ve çocuğun yaşına göre uygun bir eğitim yöntemi kullanmayı da ihmal etmemeliler.
Şayet çocukların yanlışlarını görürlerse bunu anne babası ile paylaşarak halletme yolunu seçmeleri daha doğru olur.
Büyükanne ve dedeler yeri geldiğinde güzel ahlak hikayeleri ile çocuklara ahlaki değerleri dolaylı olarak kazandırabilirler.
SEMİNERİMİZE KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.