400 likes | 629 Views
BURSA’DA KAÇAK YAPILAŞMA ve YEREL YÖNETİMLER. Kentimizin kangren haline gelen sorunlarının belki de ilk sırasında yer alan ve biz meslek odalarının yıllardan beri gündemde tutmaya çalıştığımız konulardan birisi çarpık ve kaçak yapılaşma sorunudur.
E N D
BURSA’DA KAÇAK YAPILAŞMA ve YEREL YÖNETİMLER
Kentimizin kangren haline gelen sorunlarının belki de ilk sırasında yer alan ve biz meslek odalarının yıllardan beri gündemde tutmaya çalıştığımız konulardan birisi çarpık ve kaçak yapılaşma sorunudur. Bugüne kadar yaptığımız bir çok basın açıklamasında, yayınladığımız raporlarda kentimizin konut stoğunun %60’lara varan oranlarda kaçak yapılardan oluştuğunu gündeme getirmemize rağmen, süreç kent yöneticileri tarafından “kaçağa geçit yok” söylemleri ile geçiştirilmekte, lafta var olan söylemler maalesef icraata geçirilememektedir. Kent yöneticileri tarafından; hızlı nüfus artışı, yaşanan yoğun göç, kentleşme bilinci eksikliği gibi birçok faktör kaçak yapılaşmanın nedenleri arasında sayılmaktadır. Şüphesiz ki bu faktörler Kaçak Yapılaşmada etkin rol oynamaktadır ancak asıl olan Kaçak Yapılaşmayla mücadele konusunda söylemin aksine eylemleriyle dik duramayan siyasi irade ve kent yöneticileridir. Biz meslek odaları olarak inanıyoruz ki siyasi irade ve kent yöneticileri dik duruşunu sergilediği takdirde, kentin kaçak yapı sorunu çözülecektir. Ancak kent yöneticileri tarafından yıllardır bu dik duruş maalesef sergilenememiştir
Seçim zamanında biz meslek odalarını ziyaretleri sırasında kaçak yapıyla etkin mücadele edeceklerini dile getiren kent yöneticileri, halka açık programlarda “kaçak yapıyı yıkmak çözüm değil” demekte, bu durum kaçak yapılaşmayı tetiklemekte, kaçak yapı yapanları cesaretlendirmektedir. Bu noktada “hızlı nüfus artışı, yaşanan yoğun göçü” kaçak yapılaşmanın temel sebebi olarak gösteren kent yöneticilerine şunu hatırlatmakta fayda vardır; kentin üst ölçekli planına aykırı olarak yapılan BESOB projesi vb gibi yeni sanayi yapıları, yeni sanayi yatırımlarını, sanayi yatırımları işgücünü, işgücü göçü, göç de kaçak yapılaşmayı tetikleyecek bu kentte 30 senedir yaşananlar tekrarlanacaktır. Görüldüğü üzere kent yöneticileri kaçak yapılaşma konusunda kendi analizleriyle ulaştıkları sonuçlarla bile çelişkiye düşmektedirler. Artık Bursamızda kaçak yapı sorunu, kaçak mahalle, hatta yaşayan nüfus açısından irdelendiğinde kaçak ilçe sorununa dönüşmüştür. Sadece uydu ve hava fotoğraflarına bakarak bile anlaşılan bu sorun biz meslek odalarını rahatsız ettiği kadar kent yöneticilerini niçin rahatsız etmemektedir? Niçin yöneticilerimiz kaçak yapılaşmayı görmeden, duymadan, konuşmadan geçiştirmeyi tercih etmektedirler?
Sayın Valimizin, yaptığı toplantılar, yayınladığı talimatlar ve gazetelere yansıyan bir çok söyleminde kaçak yapılaşmaya karşı etkin mücadele verilmesi yönünde insiyatif alırken, başta büyükşehir belediyesi ve diğer ilçe belediyeleri tarafından bu kararlılık kaçak yapılaşmayla mücadelede sahaya yansıtılmamaktadır. Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, Yapı Kontrol Şube Müdürlüğü kurulmasına karşın kurulduğundan beri şube müdürü kadrosu hala boştur. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bu konuda en etkin mücadelenin verilmesi gerekirken, şube müdürü bile atanmayarak konuya önem verilmediği görülmektedir. Bu noktada 3194 sayılı İmar Kanununun ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunun, Büyükşehir Belediyesi ve İlçe belediyelerine verdiği yetki ve sorumluluk, TCK 184. Maddesinin “İmar Kirliliğine neden olma” cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Kentin üst ölçekli planları ile tüm Bursa planlanmışken, kentin gelişim yönü ve yerleşmelerin gelişme alanları belliyken, kaçak yapılaşmaya göz yumulması başta altyapı olmak üzere ciddi sorunlara yol açmaktadır. Kaçak yapılaşma kentin geleceğini ipotek altına almakta, sağlıklı kent yaşamına uygun olmayan yerleşimler oluşturmaktadır.
Kamuoyunun gözünü boyamak için tek bir yapı yıkımı yapılırken, yapılan yıkımlarda da yapının taşıyıcı sistemine el sürülmeden, sadece tuğla duvarlar yıkılmakta, kaçak yapılaşma ile mücadele ediyoruz mesajı ile kamuoyu yanıltılmaktadır. Batçıklara, Merinos Kongre Merkezine ve bir çok projeye yüz milyon TL’ler harcayan, stadyumun yapılması için büyük meblağları göze alan kent yöneticileri, iş kaçak yapılarla mücadeleye gelince araç ve personel eksikliğinden şikayet etmekte, gerekli bütçenin olmamasından yakınmaktadırlar. Göstermelik yıkım ihaleleri düzenlenerek sorumluluk atılmaya çalışılmaktadır. İşin diğer bir boyutu ise resmi kurumlar ve belediyeler tarafından da kaçak yapı yapılmasıdır. Kaçak yapılaşma ile mücadele etmesi gereken kurumlar Bursa Ovasının ortasına, Samanlı’ya sağlık kompleksini, Yeniceabat’a eğitim kompleksini yapmakta, üst ölçekli plan kararlarına aykırı olarak ovayı yapılaşmaya açmaktadırlar. Bu algı “devlet yaparsa bize de müsaade eder” anlayışıyla kaçak yapı baskısını ovaya doğru çekmektedir.
Büyükşehir Belediyesince 26 nisan 2010 tarihinde yapılan toplantı ile bir yıllık icraatların ve yapılacak projelerin kamuoyuna aktarılken 740 kadar projeden bahsedilmesine rağmen, bu projelerin içinde; kaçak yapılaşma ile mücadele, afet ve deprem riskine yönelik projeler yer almamaktadır. Bu durum bile kent yöneticilerinin konuya ne kadar duyarlı ( !) olduğunu gözler önüne sermektedir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı kanununa aykırı olarak düzenlenen Tarım Bakanlığı ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen protokol ve yayımlanan genelgelerle hisseli parselasyonun arttığı konusundaki HKMO’nun yaptığı uyarıyı ciddiye alıp bu konuda en yüksek makamlarla görüşüp genelgenin iptali için meslek odalarıyla birlikte hareket etmesi beklenen büyükşehir belediyesi yönetimi bu konuda yazdığı yazılarda meslek odalarının dava açmasını tavsiye etmektedir. Bu tutum kaçak yapılaşma tehlikesinin farkında olmamak ve kararlılık gösterememekle açıklanabilir. 2004 – 2009 yılları arasında, 5 yıllık dönemde, Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan ilçe ve ilk kademe belediyelerinde 3194 sayılı İmar Kanunun 32. maddesi gereği, düzenlenen zabıt sayısı, yıkım cezası verilen yapı sayısı ve yıkılan yapı sayısını incelediğimizde; 18472 adet tutulan fen zaptına karşın sözde yıkılan yapı sayısı sadece 2970’dir. %16 olan yıkım oranı zabıt tutulanlardır, ya tutulamayan veya tutulmayan yapıları da eklersek bu oran yüzde kaçlara düşecektir?
Sonuçta; kaçak yapılaşmanın bir çok nedeni vardır, ama asıl önemli olan siyasi iradenin ve kent yöneticilerinin dik duruş sergileyememesidir. Biz bu kapsamda kentleşme ile ilgili meslek odaları olarak siyasi iradenin ve kent yöneticilerinin çarpık ve kaçak yapılaşma konusunda dik duruş sergilemesini bekliyoruz.
Gürsu İlçesi Yenidoğan ve Yıldırım İlçesi İsabey Mahalleleri
Kentin Üst Ölçekli Planlarında, Tarımsal Niteliği Korunacak Alan
1/25.000 Ölç. Nazım İmar Planı
1/5.000 Ölç. Nazım İmar Planı
İsabey Mh. Şht. Cengiz Topel Cd. 2002 Yenidoğan Mh. 2002
İsabey Mh. 2004 Şht. Cengiz Topel Cd. Yenidoğan Mh. 2004
İsabey Mh. 2007 Şht. Cengiz Topel Cd. Yenidoğan Mh. 2007
İsabey Mh. 2009 Şht. Cengiz Topel Cd. Yenidoğan Mh. 2009
Hİsseli Satışlar Devam Ediyor
Hİsseli Satışlar Devam Ediyor 3
Hİsseli Satışlar Devam Ediyor 2
Osmangazi İlçesi Soğanlı Mahallesi
Kentin Üst Ölçekli Planlarında, Tarımsal Niteliği Korunacak Alan
Hİsseli Satışlar Devam Ediyor 4