1 / 108

SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ

SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ. Doç. Dr. Atilla SANDIKLI. BİLGESAM’IN SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI. BİLGESAM’IN SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI. GİRİŞ.

verity
Download Presentation

SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

  2. BİLGESAM’IN SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI

  3. BİLGESAM’IN SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI

  4. GİRİŞ • Birçok ülkede, toplumsal bir sınıf olarak ordu, sahip olduğu olanaklarla siyaseti etkileyebilme gücüne sahiptirve zaman zaman politik realitelerle askeri ideallerin birbirini kesmesi durumunda bu ilişkinin bir kaosa dönüştüğü görülmektedir. • Bu durumda sivil-asker ilişkilerinin demokratik standardının ne olması gerektiği bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

  5. GİRİŞ • Özgürlükleri, rekabeti ve bireyselliği ön planda tutan demokratik toplumlarda sivil-asker ilişkisi bürokratik sınırlar içinde ve sivil otoritenin kontrolü altında tutulurken bütüncül, seçkinci, hiyerarşik, ortakçı ve otoriter toplumlarda ordunun siyaset üzerinde ağırlığının daha fazla olduğu görülmektedir.

  6. GİRİŞ Bu durum nedeniyle birçok düşünür, sivil-asker ilişkilerine atıfta bulunarak, demokrasinin Batı dışı toplumların kültürel gelenekleriyle uyuşmadığını ileri sürmekte ve silahlı kuvvetlerin siyasal iktidarlar tarafından kontrol edilmesinin Batı tipi demokrasilerin en ayırt edici ve vazgeçilmez niteliklerinden biri olduğunu belirtmektedir.

  7. TANIM Sivil-Asker İlişkileri, devlet adına şiddet kullanma yetkisini elinde bulunduran asker ile bu yetkinin sınırlarını belirleyen ve denetleyen siviller arasındaki hiyerarşik ve interaktif ilişkilerdir.

  8. SORUNSAL • Sivil-asker ilişkileri sorunsalı, toplumu korumakla yükümlü olan bir kurumun fazla güç edindiğinde, yine aynı toplum için tehdit unsuruna dönüşmesi olasılığıdır. • Silahlı kuvvetlerin yeterince güçlü olmaması, dış tehdit ihtimalini artırırken, gereğinden fazla güçlü olması aynı toplum için sorun olabilmektedir.

  9. SORUNSAL • Sivil denetim tartışmaları; bu çelişkiyi gidermek, dışarıya karşı güçlü orduyu muhafaza etmek ve bu gücün içeride kendi toplumuna dönerek zarar vermemesi için denge kurma amacını güder. • Narcis Serra, Romalı ozan Juvenal’ın“muhafızların muhafızlığını kim yapacak” sözünü aktararak sivil-asker ilişkilerini doğuran temel problematiğe işaret etmektedir.

  10. SORUNSAL • Mevcut tecrübeler, sivil-asker ilişkilerinde “demokratik sağlamlaştırma sürecine en fazla zarar verebilecek öğenin, kendisini hami güç olarak ileri süren ya da kendi özerk alanını oluşturarak, siyasi karar alanlarını hükümetin elinden alan ordu olduğunu göstermektedir. • Silahlı kuvvetler, kendisini ulusun özünün ve kalıcı çıkarlarının garantörü olarak gördüğünde hami rolünü üstlenir ve bu konumla seçilmiş hükümet üzerinde etki kurar.”

  11. SORUNSAL • Sivil-asker ilişkilerini problem boyutuna taşıyan önemli bir ayrıntı da askerlerin yönetilmekten kaçınma ve özerk davranma eğilimleridir. • Sivil-asker ilişkilerine askerlerin bakış açısıyla bakıldığında; Feaver’a göre ordu, yapılacak şeyin ne olduğuna bakılmaksızın, kendisinden istenenleri asgari düzeyde sivil müdahale ve idare altında yapmak ister.

  12. SORUNSAL • Bu ve benzer tercihler, sivillerin ne talep ettiğine bakmaksızın, ordunun kendi taleplerine yönelmesi olasılığını da ortaya çıkarmaktadır. • Konuya farklı bir açıklama getiren Bland’e göre, sivil-asker ilişkilerinde, sivil otoritenin meşruiyeti yanında ordunun silaha dayalı bir güce sahip olması, denklemde her zaman yeri olan bir gerçektir.

  13. SORUNSAL • Orduların yönetim kadroları, sivil yönetime tabi olmalarını sivil otoritenin bir dayatması olarak değil, kendi kabulleri olarak tanımlama eğilimindedir. • Sivil-asker ilişkilerinin bugünkü ve gelecekteki muhtemel problem alanları şu şekilde sıralanabilir:

  14. SORUNSAL

  15. SORUNSAL • En basit tanımıyla sivil-asker ilişkilerinde sivil denildiği zaman genelde seçimle işbaşına gelmiş otorite ve asker denildiği zaman silahlı kuvvetlerin üst komuta kadrosu anlaşılır. • Bu tanım pek çok kişi tarafından kabul görse de; siviller içinde halk ile birlikte STK’ların, medya ve benzeri aktörlerin, askerler içinde ise diğer alt kademelerin göz ardı edilmesi mümkün değildir.

  16. SORUNSAL Sivil-asker ilişkilerinde sivil yöneticiler ve askeri yöneticiler dışındaki aktörlerin denklemin dışında bırakılması, problemin çözümüne ilişkin daha kolay bir yöntem gibi gözükse de, sağlıklı ve sürdürülebilir bir durum değildir.

  17. KURAMLAR Sivil-asker ilişkilerinde beş ana teoriden bahsedilebilir:

  18. KURAMLAR • Söz konusu teorilerden bazıları, farklı ülkelerdeki sivil-asker ilişkilerini anlama ve yeniden yapılandırmada diğerlerine göre daha fazla geçerli olabilmekle birlikte, • teorilerin hiçbirisi mutlak anlamda birbirini çürütecek argümanlar içermemektedir.

  19. KURAMLAR • Ülkelerin ve toplumların özellikleri ile orduların tarihi, her ülke için farkı bir ilişki modelinin tesisini de zorunlu kılmaktadır. • Bu nedenle, bir ülkede sivil-asker ilişkilerinin tesisinde mevcut teoriler dahil pek çok şeyden faydalanmak bir zorunluluk olmakla birlikte, • bu konularda kanıtlanmış ve şaşmayan stratejiler aramak çok da mantıklı değildir.

  20. KURUMSAL AYRIM TEORİSİ: HUNTINGTON • Samuel P. Huntington teorisini sivillerin ve askerlerin rol ve sorumluluk temelinde ayrılması fikri üzerine inşa etmiştir. • Bu teoriye göre, siviller askeri alanlarda ve konularda askerlerin otonom yapısını ve özerkliğini tanımalı ve korumalıdır. • Bunun karşılığında ise askerler askeri olmayan konularda siyasi irade ve otoriteye mutlak itaat sergilemelidir. Samuel P. Huntington

  21. YAKINLAŞMA TEORİSİ: JANOWITZ • Ordunun etkili olabilmesi için sivillerden farklı olması gerektiğini savunan Huntington’un aksine, • Morris Janowitz ordunun yeni koşullar altında etkinliklerini artırabilmek için sivil değerler ve prosedürlere yaklaşması gerektiğini savunur. Morris Janowitz

  22. YAKINLAŞMA TEORİSİ: JANOWITZ • Janowitz, askeri gücü ve amaçlarını yeniden kavramsallaştırarak, iç güvenlik görevlerini askerin görev alanı içinde görmektedir. • Bunu yeni dönemde özellikle Batılı orduların post-modern yapılanma temelinde değişen rolleri ile açıklamak mümkün olduğu gibi, • 11 Eylül saldırılarının Batılı ordularda iç güvenlik temelinde yarattığı tehdit önceliği olarak da yorumlamak mümkündür.

  23. UYUM TEORİSİ: SCHIFF • Rebecca L. Schiff’in Uyum Teorisi genel anlamda, ordu ile siviller arasında şart koşulmuş bir ayrımdan ziyade; ordu, sivil elitler ve vatandaşlar arasında oluşturulabilecek bir uyumdan bahseder. • Bu üç aktörün oluşturduğu uyumun içerisinde bu üç öğenin ayrımı söz konusu olabilir ancak uyumun oluşabilmesi için şart değildir. Rebecca L. Schiff

  24. UYUM TEORİSİ: SCHIFF • Bununla birlikte Uyum Teorisi, ordu üzerinde bir sivil denetimin zorunlu olduğunu savunmaz, kurumlar ve sektörler arasında oluşacak karşılıklı diyalogun daha önemli olduğunu belirtir. • Ayrıca bu teoriyi diğer birçok sivil-asker ilişkisini anlatan teoriden ayıran özelliği, Uyum Teorisi’nin bu ilişkiselliğe üçüncü bir boyut katarak vatandaşları da çerçeveye dahil etmesidir.

  25. UYUM TEORİSİ: SCHIFF • Bir başka deyişle, bu teori ile sivil-asker konusu kurumsal öğelerin dışına taşınarak kültürü oluşturan bireyleri de olaya dahil eder. • Schiff, toplumun sivil-asker ilişkisini etkilediğini ve bunu da kültür üzerinden yaptığını savunur.

  26. UYUM TEORİSİ: SCHIFF • Sivil-asker ilişkisini değerlendirirken her ülkede farklılık gösterecek olan kültürel değerleri göz ardı eden bir teorinin, • evrensellik iddiasıyla her ülkede işler kabul edilmesi ve uygulanmaya konulması doğru olmayacaktır. • Schiff’e göre, askeri müdahalenin önlenmesi ordu, siyasi liderler ve vatandaşlar arasındaki anlaşmayı gerekli kılar.

  27. UYUM TEORİSİ: SCHIFF Bunun dört göstergesi vardır:

  28. VEKALET TEORİSİ UYARLAMASI: FEAVER Peter D. Feaver’ın Vekalet Teorisi, politik ve ekonomik olarak üstün pozisyondaki aktörlerin (asil, principal), politik ve ekonomik olarak daha alt seviyedeki aktörlerin (vekil, agent) davranışlarını nasıl kontrol ettiğini açıklamaya çalışmaktadır. Peter D. Feave

  29. VEKALET TEORİSİ UYARLAMASI: FEAVER • Bu teori, asil-vekil ilişkisi esasına dayanır ve Amerika’daki sivil-asker ilişkilerinin Soğuk Savaş ve sonrası dönemdeki durumunu aydınlatmaya çalışır. • Vekalet Teorisi bütün sivil-asker teorilerinin olmazsa olmazı olan sivil-asker ayrımını korumakla birlikte, kuramı ideal tipteki iş bölümüne dayandırmamaktadır.

  30. VEKALET TEORİSİ UYARLAMASI: FEAVER Asil-vekil literatüründe iki önemli kabul vardır. Birincisi, vekiller gözetim altında tutulduklarında işlerini yaparken, gözetim altında değilken çalışmaktan kaçınabilmektedirler (kaytarma, shirking). İkincisi, gözetim doğası gereği yetersizdir. Bu sebeple ideal rıza/uyum (optimal compliance) vekillerin değerini yükseltirken, onları asillerin kararlarına daha çok yaklaştırır.

  31. VEKALET TEORİSİ UYARLAMASI: FEAVER • Feaver, asil-vekil kuramı uyarlamasında, bu iki görüşe de katılır ve vekillerin nasıl gözetim altında tutulduğu ile asillerin ve vekillerin tercihlerinin hangi düzlemde birleştiği konularını inceler. • Sivil-asker bağlamında, asil olan siviller ile vekil olan askerler, güç kullanarak sivillerin çıkarlarının korunmasına dayanan bir anlaşma yapmışlardır. • Yani siviller şiddet araçlarına ihtiyaç duymuş; askeri kurumları kurmuş ve onlarla toplum adına güç kullanma konusunda bir anlaşma yapmışlardır.

  32. MÜŞTEREKLİK TEORİSİ: BLAND Douglas Bland’in Müştereklik Teorisi, diğer teorilerden farklı olarak, ordunun sivil kontrolünün sağlanması ve yönetilmesinin, sivil liderler ve askerler arasında paylaşılan sorumluluklar doğrultusunda mümkün olabileceği temel iddiasını taşır. Douglas Bland

  33. MÜŞTEREKLİK TEORİSİ: BLAND • Bu anlamda, sivil otorite kontrolün bazı konularından sorumluyken; askeri liderler de kontrolün başka yönlerinden sorumludur. • Kontrol için gereken bazı sorumluluklar birbirinin içine geçmiş veya birleşmiş olsa da özelliklerini yitirip birbirlerine kaynamış halde değildir.

  34. MÜŞTEREKLİK TEORİSİ: BLAND • Araştırmalar göstermiştir ki sivil otoriteler yalnızca teknik bilgi sağlamak ya da operasyonları yönetmek için değil ordunun sivil kontrolünü sağlayabilmek amacıyla da askerden yardım alabilmektedir. • Müştereklik Teorisi sivil-asker ilişkiselliğine derinlemesine ve çok daha ilişkisel baktığı iddiasıyla, bu konudaki diğer teorilerden farklılaşmaktadır.

  35. MÜŞTEREKLİK TEORİSİ: BLAND • Ayrıca bu teori, sivil ve orduyu iki farklı öğe olarak görerek ayrımsal geleneği korumakla beraber; ordunun sivil doğrultuda yönetilmesi fikrini de desteklemektedir. • Ancak, diğer teorilerden farklı olarak, direkt bir sivil kontrol yerine,sivil ve asker aktörler arasında paylaşılan sorumluluk anlayışının hüküm sürmesi sayesinde sivil kontrolden bahsetmenin mümkün olacağını belirtmektedir.

  36. MÜŞTEREKLİK TEORİSİ: BLAND • İlişkiye bu şekilde bakıldığında, hangi sorumluluğun kime ait olduğunun belirlenmesi ve bunun kim tarafından yapılacağı konusuna Bland tarafından bir açıklama getirilmemekle birlikte, • Bland’egöre sorumluluğun paylaşımını net çizgilerle ayırmak pek de mümkün değildir, çünkü iki aktörün sorumluluklarını belirleyen normlar ve değerler her ülkede farklılık gösterebilmektedir.

  37. KONSOLİDE DEMOKRASİ TEORİSİ: DIAMOND VE HEYWOOD LarryDiamond’a göre bir ülkede “asker, sivil kontrole kesin bir şekilde tabi hale gelmediği ve demokratik anayasal düzene tam manasıyla bağlı olmadığı sürece” o ülkedeki demokrasiye, gelişmiş demokrasi olarak bakılamaz. LarryDiamond

  38. KONSOLİDE DEMOKRASİ TEORİSİ: DIAMOND VE HEYWOOD • Demokrasinin pekiştirilmesi için, sivil otorite tarafından, öncelikle askerin siyasi alana angaje oluşunun en alt düzeye çekilmesi ve askere tahsis edilmiş güç alanlarının ortadan kaldırılması gerekmektedir. • Demokrasilerde sivil hükümetin, politikalarını askerin müdahalesi olmadan yürütebilmesi, milli savunmayı düzenleyebilmesi ve askeri politikaların uygulanmasını denetleyebilmesi sivil üstünlük için temel şartlar olarak belirtilmektedir.

  39. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • Orduların özerkliği, siyasi irade ile askerlerin karar alanlarını ayıran çizgi belirlendikten sonra, askerlerin alanında kalan yetkileri ve rolleri tanımlamaktadır. • Orduların özerklik alanları, stratejik düzeye ve siyasi alana doğru genişledikçe demokratik temelde işleyen bir sivil-asker ilişkisinden uzaklaşılacağı tespitinde bulunulabilir.

  40. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ David Pion-Berlin, orduların özerk yapısını iki farklı düzeyde analiz eder: David Pion-Berlin

  41. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • Kurumsal özerklik, bireysel düzeyde ast konumundaki kişilerin terfi, atama ve cezalandırılmasındaki yetkiyi; ordu düzeyinde askeri eğitim, doktrin, askeri reform ve modernizasyon konularını kapsar. • Hem ideoloji hem de davranış boyutu olan siyasi özerklik ise, ordunun kurumsal sınırlarını aşan ofansif bir strateji ile sivil kontrole tahammülsüzlüğü ve meydan okuması olarak tanımlanır.

  42. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • Kurumsal özerklik, orduların yetkisine bırakılan alanlara dışarıdan müdahale olmamasını kastederken, • siyasi özerklik ise münhasıran sivil otoriteye ait alana askerin müdahalesi ve sivil otoriteyi dışlaması olarak tanımlanabilir. • Bu bakış açısıyla, askerlerin siyasi özerkliğinin olmaması gerekir.

  43. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ Ancak buradaki temel tartışma noktası, hem teorilerde hem de pratikte bu özerklik ve karar alanlarının sınırlarını belirleyen çizginin muğlâklığı ve kişiden kişiye farklılaşmasıdır.

  44. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • LordSalisbury’den, “Doktorlara bakarsanız, hiçbir şey sıhhatli değildir; ilahiyatçılara bakarsanız, hiç kimse masum değildir; askerlere bakarsanız, hiçbir şey güvende değildir.” • alıntısını yapan Huntington, askerlerin mesleki sorumluluk konusundaki duyarlılığının bir profesyonel önyargıya neden olabileceğini vurgulamaktadır.

  45. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ Bu tespitler, askerlerin tehdit konusundaki yanılma ve önyargılarının, art niyetli ve maksatlı bir yanıltmadan daha çok mesleki bir duyarlılığa bağlanabileceğini göstermektedir.

  46. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • Tanel Demirel’e göre, siyasi özerklik konusundaki mevcut tartışmalar, • orduların karar alma süreçlerinden dışlanması veya siyasal mekanizmaya etkilerinin sıfırlanması anlamına gelmemektedir. TanelDemirel

  47. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • “Diğer bürokratik örgütler gibi ordu da kendi kullanımına sunulan kaynakları artırmak/genişletmek için çaba gösterecek, ulusal güvenliğe ilişkin sorunlarda kendi görüşlerini siyasal iktidar nezdinde kabul ettirmeye çalışacaktır. • Ordunun bu faaliyeti, tehdit ve şantaja dönüşmedikçe kabul edilebilir davranışlardır.”

  48. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • Yaprak Gürsoy, orduların siyasi özerkliğinin (yani, sivil siyasi gücün iradesinden bağımsızlığının) düşük veya yüksek olmasının temel göstergelerini farklı çalışma bulgularına dayanarak Şu 6 başlıkta incelemektedir Doç. Dr. Yaprak Gürsoy

  49. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ

  50. ORDULARIN ÖZERKLİĞİ • Sivil-asker ilişkilerinde, • yetki/sorumluluk veya özerklik konusunda ayrımı, müşterekliği veya uyumu esas alan herhangi bir teorinin, • tüm alanlarda geçerli olmasını savunmak çok da mümkün görülmemektedir.

More Related