1 / 72

İSLAMDA ÇOCUK HAKLARI

İSLAMDA ÇOCUK HAKLARI . HAZIRLAYAN MÜRSEL KÖRPE ŞEKER İSTİKLAL CAMİ-İ İMAM HATİBİ. Çocuk:Küçük yaştaki henüz büluğa ermemiş insan yavrusu.

vlora
Download Presentation

İSLAMDA ÇOCUK HAKLARI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İSLAMDA ÇOCUK HAKLARI HAZIRLAYAN MÜRSEL KÖRPE ŞEKER İSTİKLAL CAMİ-İ İMAM HATİBİ

  2. Çocuk:Küçük yaştaki henüz büluğa ermemiş insan yavrusu. • Allah’ın insana lütfettiği en güzel nimetlerden biridir. Bu nimet büyüklüğü nispetinde de aynı zamanda bir sorumluluk ve imtihan vesilesidir. • Bir insanın dünya ve Âhiret hayatını çok yakından ilgilendiren önemli bir konudur. Dünya hayatının ziyneti gurur ve övünç vesilesi veya utanç kaynağı da olabilir. Ahiret hayatı için ise ebeveyninin amel defterini açık tutacak sadaka-ı cariyesi yada kedisinden firar edecegi davacısı olabilir.(Abese34-37)

  3. EVLİLİKTEN MAKSAT ÇOĞALMAK • Bütün canlılar gibi İnsanda fıtrat olarak neslini devam ettirmek ister. • İnsanı en güzel surette yaratan(Tin95/3) Allah (c.c) Hz. Adem’den beri neslin devamını takdir buyurmuştur. يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيراً وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيباً {1} • “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayanRabbinize karşı gelmekten sakının”.(Nisa4/1)buyurarak bu çoğalma işinin Rabbin helal kıldığı bir surette olması gerektiğini beyan buyurmuştur.

  4. HER MÜMİN NORMALDE HAYIRLI ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI İSTEMELİDİR • Kuran’ı Kerimde ileri yaşına rağmen Hz. Zekeriyya (a.s) hayırlı evlat istediği duasından Bahsedilir. هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِن لَّدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاء {38} • “Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin" dedi. ﴾Âli-İmran3/38﴿

  5. Yine ileri yaşına rağmen Hz.İbrahim (a.s) duası şöyledir. رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ {100} • "Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla." ﴾Saffat37/100﴿ • Rahmanın Salih kullarının yaptıkları şu dua bize örnek verilmiştir. وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَاماً {74} • “Onlar, "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle" diyenlerdir. (Furkan25/74)

  6. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: • “Gençler, içinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek gözü (haramdan) daha çok yumdurucu, iffeti daha çok koruyucudur. Gücü yetmeyen ise oruç tutsun, çünkü orucun şehveti kıran bir özelliği vardır.” (Buhârî Nikah 3; Müslim, Nikah, 1.) • “Evlenin ki sayınız artsın. Şüphesiz ben kıyamet günü diğer ümmetlere karşı düşük yapılanlar da dahil sizinle övünürüm.” [el-Muheccet’ul-Beyza, 3/53 ]

  7. EVLENMEDE TERCİHLERİMİZ NASIL OLACAK • عن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ: تُنْكَحُ الْمَرأةُ لارْبَعِ خِصَالِ: لِمَالِهَا، وَلِحَسَبِهَا، وَلِجَمَالِهَا، وَلِدِينِهَا. فَأظْفَرْ بِذَاتِ الْدِّينِ، تَرِبَتْ يَدَاكَ[. • (5626)- Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki: • "Kadın dört hasleti için nikahlanır: Malı için, haseb ve nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur bul." [Buharî, Nikah 15; Müslim, Rada 53, (1466); Ebu Davud, Nikah 2, (2047); Nesâî, Nikah 13, (6, 68).

  8. ÇOCUK ALLAH’Ü TEALANIN BİR LÜTFUDURYARADAN ALLAH’DIR • Çocuk sahibi olmak Cenabı Allah’ın yaratma ve takdiri iledir. • Biz kullara düşen hayırlı evlat sahi olmak için esbaba tevessül etmek,hayırlı eş seçmek ,hayırlı neticeyi Allah’tan beklemek ve ondan bilmektir. أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ {58} أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ {59} • “Attığınız o meniye ne dersiniz?! ﴾Vâkıa56/58﴿ Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? ﴾56/59)

  9. DİLEDİĞİNE ,DİLEDİĞİNİ VERİR لِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ يَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ إِنَاثاً وَيَهَبُ لِمَن يَشَاءُ الذُّكُورَ {49} أَوْ يُزَوِّجُهُمْ ذُكْرَاناً وَإِنَاثاً وَيَجْعَلُ مَن يَشَاءُ عَقِيماً إِنَّهُ عَلِيمٌ قَدِيرٌ {50} • “Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir. ﴾Şuârâ42/49﴿ • Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir. ﴾42/50﴿

  10. 1.SALİHA EŞ SEÇİLMELİDİR Eşler birbirlerine koruma, huzur ve mutluluk kaynağıdır. أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ • “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. (Bakara2/187﴿ وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ {21} • “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. (Rûm30/21﴿

  11. Ebu Esved ed-Düelî, çocuklarına şöyle deyip övü­nürmüş: Küçüklüğünüzde, büyüklüğünüzde ve doğumunuz­dan önce size iyilik ettim. Doğumlarından önce kendilerine nasıl iyilik ettiğini soran çocuklarına: Size, utanılmayacak bir anne seçtim. dermiş. • Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Bataklıkta yetişen güllerden sakınınız?" Ashap: "Bataklık gülünden kastınız nedir ya Resulullah?" diye sual eder, "Kötü ortamda yetişen güzel kızlar" diye cevap buyuruyor Allah'ın Resulü.Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, I, 319-320. • Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: • “ Dünyaya gelen her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Daha sonra ana babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhari, Tefsir (sure 30) 1; Ebu Davud, Sünnet 17; Ahmed, age, 2/233

  12. ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلاً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا اِمْرَأَةَ نُوحٍ وَاِمْرَأَةَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ اللَّهِ شَيْئاً وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ {10} • “Allah, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi. ﴾Tahrîm66/10﴿ • Hz. Nuh (A.S)’a iman etmeyen Vaile isimli karısından olan Kenan adındaki oğluda iman etmemitir.

  13. وَهِيَ تَجْرِي بِهِمْ فِي مَوْجٍ كَالْجِبَالِ وَنَادَى نُوحٌ ابْنَهُ وَكَانَ فِي مَعْزِلٍ يَا بُنَيَّ ارْكَب مَّعَنَا وَلاَ تَكُن مَّعَ الْكَافِرِينَ {42} قَالَ سَآوِي إِلَى جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاء قَالَ لاَ عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِلاَّ مَن رَّحِمَ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَقِينَ {43 وَنَادَى نُوحٌ رَّبَّهُ فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ابُنِي مِنْ أَهْلِي وَإِنَّ وَعْدَكَ الْحَقُّ وَأَنتَ أَحْكَمُ الْحَاكِمِينَ {45} • “Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, "Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma" diye seslendi. ﴾11/42﴿ O, "Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım" dedi. Nûh, "Bugün Allah'ın rahmet ettikleri hariç, onun azabından korunacak hiç kimse yoktur" dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu. ﴾11/43﴿

  14. Nûh Rabbine seslenip şöyle dedi: "Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Senin va'din elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin." ﴾11/45﴿ • “ Allah, "Ey Nûh! O asla senin âilenden değildir.Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O halde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi. ﴾11/46﴿ Nûh, "Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum" dedi. ﴾11/47﴿

  15. “Nutfeleriniz için araştırma yapın, onu nereye koyacağınıza dikkat edin. Zira kadınlar, oğlan kardeşlerine, kız kardeşlerine benzeyenleri doğururlar.” (İbniMace, Nikah 46; Münavi, age, 3/237) • … نِسَآؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ • “Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir…”(Bakara2/ 223﴿

  16. 2-YAŞAMA HAKKI • “Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah'ın kendilerine verdiği rızkı -Allah'a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. Doğru yolu bulmuş da değillerdir”. ﴾Enam 140﴿ • Sakat yada zeka özürlü doğabilir gibi bir bahane ile, çocuklar öldürülemez.Sakat zannedilenler sapa sağlan doğabiliyor.Sapasağlam olanlar ise sonradan sakat özürlü olabiliyor.Bunlar birer İlahi imtihndır.Çocuklarını bilgisizce öldürenler beyinsizle adlandırılmışladır.

  17. “Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır”. ﴾İsra31﴿ Bugün bağzı anne babalar bakamayacakları endişesi ile anne karnındaki çocuklarını acımasız kürtaj yöntemiyle öldürmektedirler. • Allah (c.c)hem anne babaların hem de çocuklarının rızkını verendir.Rızkı veren Allah, anne baba vesiledir.Belki çocukları sebebiyle anne babanın rızıklarıda genişlemektedir.Bu bir çok insanın şahit olduğu bir vakıadır.

  18. 3.AHİRETLERİNİ ÖNEMSEMEK • Evlatlarla övünmek veya yaşlılığımızda bize bakarlar diye değil,dini yaşayacak nesiller istemek. • "Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!" ﴾Meryem19/5-6﴿ • (Allah şöyle dedi:) "Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul

  19. إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّراً فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ {35} • Hani, İmran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti. ﴾Bakara2/35﴿

  20. 4.TAHNİK • Hazret-i Âişe -radiyallahuanhâ- Vâlidemiz der ki: “Yeni doğan çocuklar Resulullah'a -sallallahu aleyhi ve sellem- getirilirdi. O da bunlara mübarek olmaları için duâ eder ve ağzında yumuşattığı hurmanın suyunu çocuğun ağzına sıkardı.” (Buhâri, Deavât 3; İbnMâce, Taharet 77, 523)

  21. 5.SÜT EMME HAKKI • Çocuğun süt emme hakkı vardır.onun içi en iyisi kendi annesinin sütüdür.Annesi ir sebepten dolayı emziremez ise ücretle sütanne tutulmalıdır.süt bankası sakıncalı bir durumdur. • “ Ahmak kadınların süt anne olarak seçilmesini” Hz. Peygamber yasaklamıştır. Ve • “ Zira süt çeker” buyurmuştur. (Askalani, Metalibul- Âliye, 2/308 (H.1708) Hz. Ayşe’den (r.Anha) validemizden rivayet edilen hadiste ise: • “ Süt, miras misali anne babadan devralınan özellikleri içinde barındırır.” Buyurulur. (Askalani, age, 2/308; Heysemi, Mecmauz-Zevaid, 4/262) • Yine Efendimiz (sav);“Süt devresinde verilen süt, tabiat ve karakteri değiştirir” buyurmuştur. (Münavi, Feyzul-Kadir, 4/55)

  22. 5. HİTAN (SÜNNET OLMA) HAKKI • Hazret-iİbrahim -aleyhisselâm- ilebaşladığıbelirtilensünnetolmahakkı, erkekçocuğunmenduphaklarındanbiridir. Çocuk, doğumunun ilk haftasındanitibarenbüluğaermedensünnetedilmelidir. Bu, farzolmasadakuvvetlibirsünnet, ayrıcasıhhatiçingüzelbirdavranıştır.

  23. 5.HAYIR DUA ETMEK قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ اجْعَلْ هَـذَا الْبَلَدَ آمِناً وَاجْنُبْنِي وَبَنِيَّ أَن نَّعْبُدَ الأَصْنَامَ {35} Hani İbrahim demişti ki: "Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut." ﴾ رَّبَّنَا إِنِّي أَسْكَنتُ مِن ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِندَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُواْ الصَّلاَةَ فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِّنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُم مِّنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ {37} "Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler." ﴾14/37﴿

  24. حَتَّى إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَصْلِحْ لِي فِي ذُرِّيَّتِي إِنِّي تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّي مِنَ الْمُسْلِمِينَ • Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: "Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım." ﴾46/15﴿

  25. رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَا أُمَّةً مُّسْلِمَةً لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَا إِنَّكَ أَنتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ • "Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın." ﴾Bakara2/128﴿ • Hz. Zekeriyya… “Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!" (meryem 19/5-6﴿

  26. وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ {36} • Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum." (Bakara2/36﴿ قَالَ سَوْفَ أَسْتَغْفِرُ لَكُمْ رَبِّيَ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ {98} • Yakub, "Rabbimden sizin bağışlanmanızı dileyeceğim. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" dedi. (Yûsuf 12/98 )

  27. 6.ÇOCUKLARLA, KENDİLERİYLE İLGİLİ HUSUSTA İSTİŞARA ETMEK • فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ {101} فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ {102} • Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. ﴾37/101﴿ Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. ﴾Sâffât37/102﴿

  28. 7.NASİHAT ETMEK وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ {13} Hani Lokmânoğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum!Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak enelbette büyük bir zulümdür." ﴾ (31/13(Lokman

  29. (Lokmân öğütlerine şöyle devam etti:) "Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (herşeyden) hakkıyla haberdar olandır." ﴾31/16﴿ • "Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.“ ﴾31/17) • "Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez." ﴾31/18﴿ • "Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini herhalde eşeklerin sesidir!" ﴾31/19﴿

  30. 8.GÜZEL BİR İSİM KOYMAK • Çocuk dünyaya geldikten sonra anne ve babanın çocuklarına karşı yapmaları gereken ilk vazifelerinden biriside; yavrularına uygun ve güzel bir isisim koymalarıdır • “Siz kıyamet günü kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız öyle ise çocuklarınıza güzel isimler koyunuz. buyurmaktadır. (Canan, İbrahim, Hadis Ansiklopedisi, VII, 363.) • Peygamberimiz (s.a.v)anlmı güzel olmayan isimleri değiştirirdi.

  31. HZ. ÖMER ZAMANINDA BİR ADAM OĞLUNU HZ. ÖMER’E ŞİKÂYET EDER • Hz. Ömer genci çağırır: • “Babanın senin üzerinde hakkı vardır,” der. Babasına iyi davranmasını ister. “Senden baban razı olmazsa, Allah da senden razı olmaz,” der. Delikanlı sorar: “Çocuğun hiç mi hakkı yok?” der. Hz. Ömer: “Evet var,” der ve sayar.”Onun için iyi bir anne seçecek, ona güzel bir isim koyarak ve ona dinini öğretecektir”.der • Bunun üzerine çocuk der ki: “Babam beni terbiye etmedi,dinden bir harf bile öğretmedi. Anam bir mecusinin kız idi, anamı iyi seçmedi. Bana “Kara Böcek” adını taktı. Bana dinimi öğretmedi.” • Hz. Ömer adama döner ve: “Bir de oğlundan şikâyet ediyorsun.O senin hakını zayi etmededen sen onunu hakkını zayi etmişsin” der.

  32. Hz. Ali, çocuğuna isim verilmesi ile ilgili olarak şöyle anlatmaktadır: “İlk oğlum doğduğunda ona “savaş” anlamında “Harb” ismini vermiştim. Allah Resulü geldi. Oğlumu bana gösterin ona hangi ismi verdiniz? dedi. Harb ismini verdik dedik. Hayır, onun ismi”güzel” anlamında”Hasen” Hasandır, dedi.( el-Edebül-Müfred, II, 180.)

  33. 9.SEVGİ VE ŞEFKAT GÖSTERMEK • Rasûlüllah (s.a.s.) herkesi çocuklarını öpmeye teşvik ederdi: • "Çocuklarınızı öpün, zira her öpücük için size, Cennet'te bir derece verilir. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve bunu sizin için yazarlar. • "Torunlarını öpen Rasûlüllah (s.a.s.)'ı Akra b. el-Hâbis yadırgayıp Rasûlüllah'a şöyle demişti: • "Benim on çocuğum var, hiç birini öpmedim." Rasûlüllah (s.a.s.) • "Merhameti olmayana merhamet edilmez." cevabını vermişlerdir.[ Buhari, Edep, 18]

  34. 10.AHİRETLERİNİ FAZLACA ÖNEMSEMEK • HâriseİbniSürâkaBedir Savaşı'nda şehit olur. Annesi • YâResûlullah! dedi. Hârise'yi ne kadar sevdiğimi bilirsin. Eğer o cennetteyse, sabredip mükâfatını Allah'tan bekleyeceğim. Yok eğer cennette değilse, onun için olanca gücümle ağlayacağım. • Resûl-i Ekrem bu dertli anaya: • - Ey ÜmmüHârise! Âhirette bir değil birçok cennet vardır. Senin oğlun onların en âlâsında, Firdevs cennetindedir buyurdu (Buhârî, Cihâd 14, Meğâzî 9). • Biricik yavrusunun ebedî saâdeti elde ettiğini öğrenen dertli anne bütün acılarını unuttu. ehit olur.

  35. Hz. Ömer • Hz. Ömer, ağabeyi ZeydİbniHattâb'ıçok severdi. Hz. Ebû Bekir devrinde yapılan Yemâme Savaşı'nda onu kaybedince çok üzüldü. "Sabâ yeli estikçe Zeyd'in kokusunu alıyorum" diye hüzünlenirdi. "Zeyd benden önce müslüman oldu, benden önce şehid düştü" diyerek ona imrendiğini söylerdi. Gerçekten de ZeydİbniHattâb; Bedir, Uhud, Hendek savaşlarından başka Resûl-i Ekrem'in bulunduğu bütün savaşlara katılmış bir yiğitti. Yemâme'demüslümanların bayraktarıyken şehâdet şerbetini içmişti.

  36. Hz. Ömer halife olunca, ünlü şâirMütemmemİbniNüveyreonu ziyarete geldi. Mütemmem ile BenîYerbûkabilesinin reisi olan kardeşi Mâlik, Hz. Peygamber zamanında İslâmiyet'i kabul etmişler, fakat İslâmiyet Mâlik'in gönlüne iyice yerleşmediği için Hz. Ebû Bekir devrinde, irtidat hareketleri sırasında o da dinden dönmüş, mürtedleri tepelemekle görevli HâlidİbniVelîd onu da öldürmüştü. Mâlik'in yeniden İslâmiyet'e döndüğü , fakat bir yanlışlık sonucu öldürüldüğü de söylenir. ŞâirMütemmem, kardeşi Mâlik için birçok mersiye söylemiş, bu mersiyeler dillere destan olmuş, Hz. Ömer de bu mersiyelere hayran kalmıştı. Mütemmem'i karşısında görünce kardeşi Zeyd'in acısı tekrar depreşti ve ona:

  37. - Mütemmem! dedi. Eğer güzel şiir söyleme yeteneğine sahip olsaydım, ben de kardeşim için senin gibi mersiyeler söylerdim. Nüveyre ona üzerinde ibretle düşünülmesi gereken şu hârika cevabı verdi: • - Eğer benim kardeşim senin kardeşinin gittiği yere gitseydi, ona hiç üzülmezdim.  • İşte o zaman Hz. Ömer'in yüzünde mutlu bir tebessüm belirdi ve şâire şunları söyledi: • - Mütemmem! Bu güne kadar hiç kimse beni senin kadar teselli demememiştir.

  38. 11.HİMAYE, BAKIM • يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır. (Tâhrîm 66/6﴿ « كُلُّكُمْ راعٍ ، وكُلُّكُمْ مسئولٌ عنْ رعِيَّتِهِ • “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz

  39. 12.HELAL LOKMA • Hz. Hasan (r.a) anlatır. Hz. Peygamber’le (sav) beraber gidiyorduk. Yolumuz sadaka hurmalarının bulunduğu yere uğradı. Ben bir hurma alarak ağzıma attım. Bunu üzerine Hz. Peygamber (sav) derhal onu ağzımdaki tükürükle beraber çıkarıp attı. Oradakilerden biri: “Niye böyle yaptın, bu hurmayı yese de ne olurdu?” dedi. Hz. Peygamber (sav) derhal “Biz âl-i Muhammed’e sadaka helâl değildir” buyurdu. (Ahmed, age, 1/200; Heysemi, Mecmauz-Zevaid, 1/294-295)

  40. 13.İYİ BİR EĞİTİM VE TERBİYE VERMEK • Hz. Ali (k.v.) : “Sizler; çocuklarınızı bulunduğunuz zamana göre değil, onların bulunacağı zamana göre yetiştiriniz.” buyurmuştur. • Anne babalar, çocuklarını sadece yedirmek, içirmek, giydirmekle görevli değildir. Aynı zamanda onların iyi bir eğitim görmesini sağlamakla da sorumludurlar. • “Mallarınız ve evlatlarınız sizin için bir imtihandır.“(Teğabün, 64/15) buyrulmaktadır. • Hiçbir ana baba çocuğuna İslâm edebinden daha değerli bir hediye veremez (Tirmizî, Birr 33).

  41. 14.EŞİT MUÂMELE • Anne-babalar çocuklarına karşı eşit ve adil davranmalıdır. • Numan b.Beşir den rivayet edildiğine göre o şöyle anlatmaktadır: “Babam bana malından bir şeyler hibe etmişti. Annem AmraBintuRavaha: Bu hibeye Resulullah (s.a.s)’i şahit kılmazsan kabul etmiyoruz” dedi. Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şahit kılmak için babam beni de alarak Resulullah (s.a.s)’e gittik. Durumu öğrenen Hz. Peygamber (s.a.s), babama: • “Başka çocukların da var mı?” diye sordu. Evet cevabı üzerine “Aynı şekilde bütün çocuklarına hibede bulundun mu?” dedi. Babam hayır deyince, Hz. Peygamber (s.a.s): • “Allah’tan korkun, çocuklarınız hususunda adil olun” dedi. Babam oradan ayrıldı ve hibeden vazgeçti.[ Müslim, Hibat, 13.]

  42. Anne-babalar çocuklarına karşı eşit ve adil davranmalıdır. • Numan b.Beşir den rivayet edildiğine göre o şöyle anlatmaktadır: “Babam bana malından bir şeyler hibe etmişti. Annem AmraBintuRavaha: Bu hibeye Resulullah (s.a.s)’i şahit kılmazsan kabul etmiyoruz” dedi. Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şahit kılmak için babam beni de alarak Resulullah (s.a.s)’e gittik. Durumu öğrenen Hz. Peygamber (s.a.s), babama: • “Başka çocukların da var mı?” diye sordu. Evet cevabı üzerine “Aynı şekilde bütün çocuklarına hibede bulundun mu?” dedi. Babam hayır deyince, Hz. Peygamber (s.a.s): • “Allah’tan korkun, çocuklarınız hususunda adil olun” dedi. Babam oradan ayrıldı ve hibeden vazgeçti.[ Müslim, Hibat, 13.]

  43. 15.SEVGİDE DE EŞİTLİK Hz. Yakup Peygamber’in • Hz. Yakup Peygamber’in çocuklarına, özellikle. Hz.Yusuf’a olan sevgisi buna en güzel örnektir. Yakup (a.s)Hz. Yusufa olan düşkünlüğü diyer kardeşlerin tabii kıskançlığına sebep olmuş onu ortadan kaldırmayı hatta öldürmeyi düşünmüşlerdir. • إِذْ قَالُواْ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَى أَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ {8} • “Kardeşleri dediler ki: "Biz güçlü bir topluluk olduğumuz halde Yûsuf ve kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir. Doğrusu babamız açık bir yanılgı içindedir." (Yûsuf﴾12/8)                                                                        اتَّقُوا اللَّه وَاعْدِلُوا في أَوْلادِكُمْ “ • Allah'tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız"

  44. 16.EVLİLİK ÇAĞINA GELDİĞİNDE EVLENDİRMEK • إِن • يَكُونُوا فُقَرَاء يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ {32} • “İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilendir.” [Nur suresi, 32. ayet ] • “Çocuk büluğa erince babası onu evlendirsin; aksi halde çocuk günah işleyebilir, onun bu günahı babaya da ait olur.” (İbnKayyim el-Cevziyye, s. 159)

  45. 17.AKİKA KURBANI KESMEK • Yeni doğan bebeğin başındaki ilk saçlarına akîka; bu çocuğun doğumundan yedi gün sonra başındaki tüyleri kısmen veya tamamen traş edip adını koyduktan sonra saçların ağırlığınca altın veya gümüş tasadduk etmek, Allah'u Teâlâ'ya şükür için kesilen kurbana akîka kurbanı denir. Hz. Aişe (r.a.)'den şöyle rivâyet edilmektedir."Resul-i Ekrem (s.a.s.} bize erkek çocuklar için iki, kız çocukları için bir koyun "akîka" olarak kurban etmemizi emretti." (İbnMâce hadis no: 3163, Zebâih, no: 1515).

  46. İSLAMDA ÇOCUĞUN MİRAS HAKKI • يُوصِيكُمُ اللَّهُ فِي أَوْلَادِكُمْ ۖ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْأُنْثَيَيْنِ • Allah, evladınız hakkında size şunu tavsiye eder: Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır…(Nisa 11) •        Yüce Allah, Miras Hukukunda teferruatta değişmekle birlikte, genel olarak erkeğe kadının payının iki katını tahsis etmiştir. Bu son derece güzel ve hikmetlidir. • Kadının nafakasını temin, yakını olan bir erkeğin borcudur. Ayrıca düğün masrafı, mehir verme ve diyet erkeğin yükümlülüğüdür.Babadan miras ,kocadan mihir,yine kocadan miras hakkı vardır.Bu durumda kadını payı üç erkeğin payı iki olmaktadır.Erkek evlenirken mehir verecek eşi ve çocuklarının nafakalarını sağlayacak,daha aşkaca yükümlülükleri de olacaktır.

  47. Yine Hz. Âişe validemizin rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.s.), torunları Hasan ile Hüseyin'in doğumlarının yedinci günü akika kurbanlarını kesmiş ve adlarını koymuştur. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XI, 401)Bu kurban çocuğun doğduğu günden bâlîğ olacağı güne kadar kesilebilir. Ancak doğumun yedinci gününde kesilmesi daha çok sevap kazanmaya sebeptir. Kesilen kurbanın kemikleri çocuğun sıhhatli olmasına sebep olsun niyetiyle kırılmayıp eklem yerlerinden sıyrılır ve öylece pişirilir. Sonra bu kemikler bir yere gömülür. Akîka kurbanının etinden bunu tasadduk eden kimsenin yiyebileceği gibi ev halkı da bu etten istifâde eder. Bir kısmı da ihtiyaç sahiplerine dağıtılır.

  48. CAMİ VE ÇOCUK • Camiler cennet bahçeleridir. O bahçelere en çok yakışanlar ise cennet kokusu taşıyan gönül çiçeklerimiz ,çocuklarımız dır. • Onlarında en az büyükler kadar camilere gitme hakkı, bizimde onları cami gülleri yapma görevimiz vardır. • Mübarek kandil geceleri ve Ramazan-ı Şerif ayları bunlar için çok büyük fırsatlardır.Bir vesile ile camiye gelebilmiş çocukları sevgi ve şefkatle bağrımıza basmalı, onları camiden,dinde, ve Allah (c.c) dan soğutup ,uzaklaştıracak davranışlarda, şiddetle uzak durmalıyız.

  49. Hıristiyan anne babalar çocuklarını kiliseye alıştırıp sevdirmek için, önce en sevdiği oyuncağı keşfeder. Sonra onu alır doğru kiliseye götürür.Rahibe bu Pazar çocuğunu kilise ile tanıştıracağı ,çocuğunun en sevdiği bu oyuncağı ona kendisinin vermesini ister.Bundan gaye elbette Din adamını mabedi ve dini sevdirmektir.

  50. Hal böyle iken Hasbel kader camiye gelebilmiş bir çocuğa sevgi ve merakından dolayı tamda imamın arkasına veya ilk safa durmasından dolayı kaba davranır isek ,camilerde hep ihtiyar var gençler neden gelmiyorlar diye daha çok hayıflanırız. • HAYDİN HEP BERABER ÇOCUKLARIMIZI SEVELİM ONLARA CAMİLERİMİZİ SEVDİRELİM

More Related