900 likes | 1.56k Views
UYKU BOZUKLUKLARI. Dr. Mustafa Kürşat ŞAHİN. Normal uyku. Uyku iki fizyolojik durumdan oluşmaktadır; REM ve NREM NREM uykusu 4 evreden oluşur. Evre 1; uyanıklıktan uykuya geçiş evresidir ve uykunun en hafif dönemidir Evre 2 ;yavaş trifazik dalgaların görüldüğü evredir
E N D
UYKU BOZUKLUKLARI Dr. Mustafa Kürşat ŞAHİN
Normal uyku • Uyku iki fizyolojik durumdan oluşmaktadır; REM ve NREM • NREM uykusu 4 evreden oluşur. • Evre 1; uyanıklıktan uykuya geçiş evresidir ve uykunun en hafif dönemidir • Evre 2 ;yavaş trifazik dalgaların görüldüğü evredir • Evre 3 ve 4 ;yavaş dalga uykusu olarak bilinir ve NREM in en derin evreleridir.
NREM • Bu evrede fizyolojik işlevler anlamlı ölçüde azalır. • Nabız hızı 5-10atım/dk daha yavaş ve düzenlidir. • Solunum ve kan basıncında da düşüş görülür. • İstemsiz vücut hareketleri görülür.
REM • REM uykusu uyanıklık durumunda olduğu gibi yüksek beyin ve fizyolojik etkinliğin görüldüğü uykudur. • Uykunun başlamasından 90 dk sonra ilk REM uykusu görülür. Bu evrede hızlı konjuge göz hareketleri görülür. Ancak kaslar atoniktir. Rüyalar bu evrede görülür. • İlk REM periyodu kısadır.(10 dk)sonraki periyodlarda REM süresi uzamaya başlar.
Genç erişkinlerde NREM %75,REM %25 oranındadır. • Yaşlılarda hem yavaş dalga uykusu hem de REM uykusu azalır. *Sadock 2003
Uyku-uyanıklık ritmi ve uyku regülasyonu • Sirkadian sistem(retina, retinohipotalamik yolak, pineal bez, suprakiyazmatik çekirdek) normal uyku ve uyanıklık fazlarının ritmini sağlar. Sistemin disfonksiyonu uyku bozukluklarına sebep olur.
Uyku-uyanıklık ritmi ve uyku regülasyonu • İnsanın sirkadiyansaati 24 saatten fazladır. *Richardson 2005 • Aydınlık ve karanlık döngüsü, günlük rutinler bireyin 24 saatlik düzene girmesini sağlar. *Sadock 2003
Uyku-uyanıklık ritmi ve uyku regülasyonu • Pineal bezden salgılanan melatoninin sirkadiyan ritmin düzenlenmesinde temel rolü vardır. • Uyku regülasyonunda serotoninin önemli rolü vardır. Serotonin azaldığında uyku miktarı da azalmaktadır. • Lokus seruleustaki norepinefrin içeren nöronlar da uyku regülasyonunda rol alır. NE’nin artması uyanıklığı arttırmaktadır. • Ach REM uykusunun oluşturulmasında rol oynar.
Uyku-uyanıklık ritmi ve uyku regülasyonu • Sağlıklı bireyler ve depresif hastalar karşılaştırıldığında depresif hastaların REM latansında kısalma, artmış REM uykusu oranı ve REM dağılımında gecenin son yarısından ilk yarısına değişim olduğu saptanmıştır. *Sadock 2003
Uyku yoksunluğu • Birçok kişi 7-9 saatlik uykuya ihtiyaç duyar. • Uyku yoksunluğu, duygudurum, bilişsel işler ve motor becerilerde değişikliğe yol açıp işlevsellikte ciddi bozulmalara sebep olmaktadır. *Pilcher ve Huffcutt1996
Uyku bozuklukları • Birçok insanın uzun uyku (9-10 saat)süresine ihtiyacı, bazı bireylerinse kısa uyku süresine ihtiyacı vardır. Ancak uyku süresi her zaman bir uyku bozukluğuyla ilişkilendirilmemelidir.
Uyku bozukluklarını başlıca dört majör semptom belirler. Bunlar; • İmsomnia, • Hipersomnia, • Uyku-uyanıklık düzeni bozukluğu • Parasomnia
Uykuyu değerlendirirken; • Yatma ve uyanma saati, • Yatakta uyanık geçen zaman, • Uyanma sıklığı ve süresi, • Uyandıran sebep, horlama, nefes alamama, • Bacak hareketleri, • Gündüz uyanıklık durumu, • Alkol, kafein ve başka madde kullanımı, • Uyuma ortamı, • Yatma zamanında yeme alışkanlıkları • Psikiyatrik hastalığın değerlendirilmesi gereklidir.
Yatak partnerinden bilgi alınabilir. • Bireyden uyuma, uyanma, yemek yeme, egzersiz ve uyku süresiyle ilgili günlük tutması istenebilir.
İnsomnia, • Uykuyu başlatmakta ya da sürdürmekte güçlüktür. Uykuyla ilgili şikayetler arasında en sık karşılaşılan durumdur. • Genel popülasyonda %30-40 • Kronik insomnia sıklığı %10
Kısa insomnia dönemleri sıklıkla anksiyete ile ilişkilidir. Bazı bireylerde yas, kayıp veya yaşam değişikliği ile ilgili olabilir. • Kalıcı insomnia, uykuyu sürdürmekten çok uykuya dalmada zorluğun olduğu daha yaygın bir durumdur.
Affektifbozuklukların yanı sıra medikal durumların da insomnia ile ilişkili olduğunu göstermiştir • Kardiyovasküler hastalıklar(anjina, KKY) • KOAH • Ağrılı kas-iskelet sistemi hastalıkları(OA, sırt ağrıları) • GİS hastalıkları(peptik ülser) • Prostat problemleri insomnia ile ilişkili bulunmuştur. *Katz 1998
İnsomnia, aynı zamanda birçok ilacın yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir.
Hipersomnia • Aşırı uyku uyuma, gündüz aşırı uyku halidir. Meslek ve trafik kazalarına, iş ve okul performasında düşüşe sebep olur. İnsomniaya sekonder olmadığı sürece çoğunlukla etyoloji organiktir. Ancak bazen depresyonun erken belirtisi de olabilir.
Hipersomnianın sebepleri • Son çalışmalara göre en sık sebebi uyku apnesi ve narkolepsidir. *Sadock 2003,Reite ve ark.2002
Parasomnia • Uyku sırasında aniden ortaya çıkan ve uyku uyanıklık eşiğinde oluşan alışılmadık istenmeyen durumdur. • Sıklıkla NREM evre 3ve 4 de görülür. Bu yüzden olayın hatırlanması güçtür.
Uyku-uyanıklık düzeni bozukluğu • Uykunun istenilen sirkadiyan ritimden sapmasıdır. • Hastalar çoğunlukla istedikleri zaman uyuyamazlar. • Aynı zamanda uyanık kalmak istedikleri zaman da uyanık kalamazlar.
SINIFLANDIRMA UYKU BOZUKLUKLARI; • Primer uyku bozuklukları • Diğer mental bozukluklara bağlı uyku bozuklukları • Diğer uyku bozuklukları
Primer uyku bozuklukları A- Dissomnialar 1-Primer insomnia; • En az 1 ay süren uykuyu başlatma, uykuyu sürdürme ya da dinlendirici olmayan uyku şikayetinin olmasıyla tanı konulur. • Bu hastalar genellikle uyumak için yoğun çaba gösterirler ve gerginlik yaşarlar. Sonuçta uykuya dalma güçleşir.
İnsomnia • 1.basamak hekimlerince tedavi edilebilinen majör depresyon ve anksiyete bozukluklarıyla komorbiditesine sık rastlanmaktadır. • Bilişsel işlevlerde bozulma, düşük yaşam kalitesi, vücut ağrıları, artmış kaza riski, psikiyatrik hastalık geliştirme riski insomniayı tedavi edilmesi gereken ciddi bir sağlık sorunu haline getirmektedir.
Tedavi • Hasta eğitimi ve uyku hijyeni açısından bilgilendirme • Hastalara yatağı uyumak dışında başka amaçla kullanmamaları, uyuyamadıklarında kalkmaları istenir. *Erman 2005, Lavie ve ark.2002
Farmakoterapide, • Benzodiazepin reseptör agonistleri • Antidepresanlar • Antipsikotik ve • Antikonvülzanlar
Primer hipersomnia; • En az 1 ay boyunca bir sebebe bağlı olmadan aşırı somnolans varsa ve aşırı uykulu olma durumu işlevsellikte belirgin bozulmaya yol açıyorsa tanı konulur. • Tedavisi; amfetamin gibi stimulan ilaçlardır. Sedasyon yapmayan antidepresanların da tedavide yeri bulunmaktadır. *Sadock 2003
Narkolepsi; • En az 3 ay süreyle ortaya çıkan karşı konulamaz uyku atakları, katapleksi(kas tonusu kaybı), REM uykusunda anormal bulgulardan oluşur. • REM uykusunda, hipnagojik ve hipnopompik halüsinasyonlar, uyku paralizisi görülür
Engellenemez uyku atakları ve sıklıkla eşlik eden katapleksi sebebiyle trafik ve iş kazalarına yol açabilir. • Tedavide; amfetamin, metilfenidat gibi uyarıcılar yararlıdır. Katapleksi belirgin olduğunda imipramin gibi TAD/SSRI’lar ile kombine edilebilir. Alfa-1 agonisti olan modafinil uyku atakları sayısını azaltmaktadır.
Dopamin geri alımı inhibisyonuna bağlı aktive edici etkisi olduğu düşünülen Bupropiyonunnarkoleptik vakada etkili olduğu gösterilmiştir. *Goksan 2005
Solunumla ilişkili uyku bozuklukları(OSA); • Uyku apnesi, hava akımının burun ya da ağızda 10 sn ya da daha uzun süre durmasıdır. Eğer hasta saatte 5 veya daha fazla apne epizodu yaşıyorsa patolojik olarak değerlendirilir. *Roehrs, 2004
Anamnezde yatak partnerinden bilgi alınmalıdır. Birinci basamağa başvuran kilolu, yüksek sesle horlaması olan ve gündüz aşırı uyku halinden yakınan hastalara şüpheyle yaklaşılmalı, gerekirse polisomnografi için yönlendirilmelidir.
Uyku apnesi tehlikeli bir durumdur. SVH, KY, HT, aritmiler(öz.atrial fibrilasyon), iskemik kalp hastalığı için risk faktörüdür. *Naughton 2004
OSA’nın Sonuçları • tablo
Tedavi; Alkol ve MSS depresanlarından kaçınma, kilo vermenin yanısıra mekanik, farmakolojik, cerrahi yöntemler de kullanılmaktadır.
Burundan devamlı pozitif havayolu basıncı(CPAP) tedavide etkindir. Burun ameliyatı, palatal operasyon, çene cerrahisi diğer cerrahi yöntemlerdir. • Ayrıca nasal dekonjestanlar, oksijen de kullanılabilir.
Sirkadiyanritm uyku bozuklukları; • DSM-IV de kişinin içinde bulunduğu, çevreye göre uyması gereken uyku-uyanıklık düzeni ile sirkadiyan uyku-uyanıklık örüntüsünün birbirine uymamasına bağlı olarak gelişen insomnia, aşırı uyku hali ve işlevsellikte belirgin bozulmayla seyreden bir durum olarak tanımlanmıştır.
Sirkadiyanritm uyku bozuklukları • Gecikmeli uyku evresi, • Jet-lag, • Değişen mesai saatleri, • Belirlenmemiş tip olmak üzere 4 alt gruba ayrılır.
Gecikmeli uyku evresi tipi; • Uyku-uyanıklık zamanı istenen zamandan sonradır. Uyku zamanları gün içine kaymıştır ancak uykuyu sürdürmede sorun yaşamazlar. Birkaç günlük dönemlerde uyku saatlerini geciktirerek tedavi edilir.
Jet-lag tipi; • Birden çok zaman dilimini geçmek zorunda kalındığında ortaya çıkan, uygunsuz saatlerde aşırı uykulu olma ve uyanık olma durumudur. • Yorgunluk, uyku hali, konsantrasyonda bozulma sık karşılaşılan şikayetlerdir. Yolculuktan önce dinlenmiş olmak, yolculuk sırasında bol sıvı alımı, kalkıp dolaşmak, herhangi bir uyku ilacı almamak jet-lag oluşmasını azaltmaktadır.
Değişen mesai saatleri tipi; • Çalışma saatlerinde hızlı ve tekrarlayıcı değişiklik yaşayanlarda görülür. Yaşlılar ve değişikliğe duyarlı kişiler daha sık etkilenir. İnsomnia ve somnolans en sık görülen şikayetlerdir.
Belirlenmemiş tip; • Gece uyanık kalamama ve gündüz istenen zamandan önce uyanma ile karakterize öne kaymış uyku evresi sendromu ve değişken uyuma ve uyanma davranışı ile karakterize düzensiz uyku-uyanıklık örüntüsünü içerir.
Nokturnal myoklonus; • Uykuda belirli bacak kaslarında stereotipik ani kasılmalardır. 60 yaşın üzerinde yaklaşık %40 oranında görülmektedir. *Sadock 2003