E N D
Anlatım Türleri Bu Yazı Abdullah Osman İnal Tarafından Gerektiğinde Kullanılmak Amacıyla Yazılmıştır
Anlatım Biçimleri Yazar duygularını, düşüncelerini, öğrendiklerini, gözlemlerini, yaşadıklarını paylaşmak amacıyla yola çıktığında yazının biçimini de belirlermiş olur. Örneğin, okurunu bir konuda bilgilendirmek isteyen bir yazar o konu hakkında bilgileri açıklayıcı anlatım ile verir. Böylece yazarın amacı, anlatım biçimini de belirler.
Öyküleyici Anlatım Amaç okuyucuyu olay içinde yaşatmaktır. Yazar tasarladığı yada gözlemlediği bir olayı yer, zaman ve kişiye bağlayarak aktarır. Okuyucu da olmuş olabilecek bir olayda “olan ne, nasıl olmuş?” sorularına yanıt arar. Temel unsurlar olay ya da olgu, yer, zaman ve kişilerdir. • a) Açıklayıcı Öyküleme: Herhangi bir şeyi tarihsel gelişimi içinde okura aktarmak, bu konuda onu bilgilendirmektir. Tarih kitapları, gezi yazıları, röportajlarda kullanılır. • b) Sanatsal Öyküleme: Okuru olayın içine çekmeyi, içinde yaşatıp duygulandırmayı amaçlar.Öykü ve roman türlerinde kullanımı yaygındır.
Örnek1. Metin Güneş iyice ısınmıştı; kürek çekerken ihtiyarın sırtında ensesinden aşağıya doğru inen tel damarları peyda ediyordu. “Yorgunluktan bitsem de perişan olsam da…” diye düşündü, “Oturduğum yerde uyurum. Oltanın ipini ayağıma sararım bir şey olursa beni uyandırır. Bugün artık seksen beşinci gün iyi bir vurgunun sırası çoktan gelip geçti.” Tam bu sırada olta ipinin altında küpeşteye dayadığı tahta çubuklardan birinin düştüğünü gördü. ―Hah! Oldu! Diye söylendi. Yavaşça kürekleri bıraktı. Oltayı baş parmağı ile işaret parmağı arasında tutarak yokladı. Hiçbir şey hissedilmeyen oltayı bütün dikkatiyle oynatmadan tutuyordu. Birden bir titreme oldu. Fakat ihtiyar ne olup bittiğini çok iyi biliyordu.
Örnek2.Metin Şehrin göbeğinden geçen büyük çayın üzerindeki köprüyü aşıp hastanenin kapısına vardıkları zaman ortalık epeyce ağarmıştı, fakat soluklanacak zaman yoktu. İbrahim arabayı bir kenara çekti, kapıyı çalmaya cesaret edemediği için, kendiliğinden açılacağı zamanı bekledi. Yavaş yavaş başka köylü hastalar da sökün etti.
Örnek3.Metin • … Akhisar cephesi, düşmanın ilk temasıyla ince bir tülbent gibi yırtılmıştı. Bizans orduları beş asırlık bir ayrılıktan sonra uzun bir yoldan tekrar gelmişlerdi. Evleri yanmış, halkı göç etmiş kasabamızda, Aydın’ın ıssız bir gecesinde, kaldırımları döven Yunan süvarilerinin ayak seslerini yatağımda doğrularak dinledim. İstanbul surları önünden gemilere atlayarak, şişkin yelkenlerle bir daha dönmeyecekmiş gibi uzaklaşanlar, yeni bir hükümet, yeni bir ordu halinde geri geliyorlardı. Felâket büyüktü. Aylarca mücadeleden sonra Bursa düşmüştü.
Betimleyici Anlatım (Tasvir Etme) Amaç izlenim kazandırmaktır. Yani anlatan kişi, görünüm ya da varlığı, okuyucunun zihninde sözcüklerle canlandırmaktadır. Görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularının kullanıldığı bir anlatımdır. Betimleyici anlatım, amacına göre iki çeşittir. a) Açıklayıcı Betimleme: Bu tür betimlemelerde amaç bilgi vermektir. Betimlenen varlık ya da nesne, tanıtıcı ve ayırıcı özellikleriyle nesnel bir tutumla okuyucuya aktarılır. Sözcükler genel olarak temel anlamlarıyla kullanılır. Örnek: Dicle, Güneydoğu Anadolunun en uzun nehridir. b)Sanatsal Betimleme: Temel amaç izlenim kazandırmaktır. Gözlemlenen varlık ya da nesnenin anlatıcı üzerinde bıraktığı etki yansıtılır. Anlatım öznel, dil sanatlıdır. Örnek: Dicle kışın daha bir coşar, türküsünü dağlara dinletir.
Örnek1.Metin(Doğa Betimlemesi) …Orada yumuşak sazdan henüz kesilmiş asma dallarından yapılmış, yere serili döşeklere keyifle uzandık. Başımızın üstünde kavaklar, kara ağaçlar sallanıyordu. Yanımızda Nympháların mağarasından kutlu bir su çağlaya çağlaya dökülüyordu. Güneşten yanan ağustos böcekleri de gölgeli dalların arasında koro halinde ötüyorlardı. Uzakta dikenli böğürtlen çalılıklarında bir kurbağa avazı çıktığı kadar bağırıyordu; tarla kuşları, sakalar ötüşüyor, kumru dem çekiyordu. Sarı sarı arılar pınarın etrafında uçuşuyordu. Her tarafta bereketli bir yaz kokusu, bir yemiş mevsimi kokusu vardı. Ayak ucumuzda bal bal armutlar, iki yanımızda da bal bal elmalar yuvarlanıyordu; eriklerin yükünden dallar yerlere kadar eğiliyordu.
Örnek2. Metin (Kent, Mahalle Betimlemesi) Sabahın erken saatleri sardalye sokağında bir büyü gibidir. Ortalığın ağarıp da güneşin doğmasına yakın, sokağı saran grilik içinde her şey zamanın zincirinden kurtulmuşçasına gümüş bir ışığa asılıdır sanki. Sokak fenerleri teker teker söner; arsaları bürümüş otlar yemyeşildir. Balıkhanenin üstündeki oluklu saçlar platinleşmiş ya da eski kalayların buğulu rengine bürünmüştür. Sokak işten ve hareketten sıyrılmış sessizlik içindedir. Sardalye imalathanelerinin direkleri arasında çalkalanan dalgaların iç çekişleri işitilir.
Örnek3. Metin (Hayvan Betimlemesi) • Yılanlarınki gibi yassı başlarının dörtte üçünü gözleri ve ucu sivri gagaları kaplar. Göğsü, gövde, ense ve sırt başları lacivert, sırt üstleriyle açılmaya hazır duran kabarık, şişkin kuyruk, yeşildir. Fakat bunlar, yalın kat, düz bir mor ya da yeşil değil; menevişli öbek öbek, perde perde koyulaşan, tıpkı usta kuyumcuların eski ve değerli kadın saatlerinin mineli kapaklarına yerleştirdikleri iç içe katmerleşen, koyulaşan, canlı ve ağdalı yeşillerdir.
Örnek4.Metin (İnsan Betimlemesi) Sarı Mustafa’nın sarı, gür saçlarına, tombul yapısına, sürekli gülen yüzüne karşılık, Kösenin Yusuf buğday benizli seyrek sakallı ince yapılı orta boylu düşünceli görünen biriydi. Dor Ali ise iri yarı, esmer, kara bıyıklı, sağlam yapılıydı. Huyları pek birbirine benzemese bile iyi anlaşmışlar, iyi arkadaş olmuşlardı. Düzlükte birbirine yardım ederek yaşayıp gidiyorlardı.
Coşku ve Heyecana Bağlı (Lirik) Anlatım Amaç duygulanımları ortaya çıkarmaktır. Bir konuya duygularımızı ve coşkularımızı katarak anlatmaya “duygusal” anlatım denir. Yazar ya da şair okuyucuyu coşturan, heyecanlandıran, bazen hüzünlendiren, bazen sevindiren, mutlu kılan, ona acı ve hüzün veren bir yazıyla okuyucuya duygulanımlarını yaşatabilir.
Örnek1.Metin Ne doğan güne hükmüm geçer Ne hâlden anlayan bulunur Ah, aklımdan ölümüm geçer Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur Cahit Sıtkı Tarancı
Örnek2.Metin Terk etmedi sevdan beni Aç kaldım, susuz kaldım Hayın, karanlıktı gece Can garip, can suskun Can paramparça Ve ellerim, kelepçede Tütünsüz, uykusuz kaldım Terk etmedi sevdan beni Ahmet Arif
Örnek3.Metin Çoklarından düşüyor da bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca Behçet Necatigil
Örnek4.Metin Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne de bir kol Yahya Kemal Beyatlı
Destansı (Epik) Anlatım Amaç yiğitliğin, kahramanlığın anlatılmasıdır. Hemen her kavmin ya da ulusun tarihinde kimlik edinmek için mücadele ettiği büyük savaşlarla, olaylarla dolu bir dönem vardır. Destansı anlatım bu dönemlerdeki kahramanlıkları anlatmak amacıyla oluşturulmuştur.
Örnek1.Metin Düşman tutmuştu tepeleri Düşmanın topu vardı Antepliler düz ovada Sıkışmışlardı Düşman şarapnel döküyordu Toprağı kökünden söküyordu Düşman tutmuştu tepeleri Akan Antep’in kanıydı Düz ovada bir gül fidanıydı Nâzım Hikmet
Örnek2.Metin Cihan harbinden beri ardı arkası gelmeyen bir cenk için, ağzından bir şikayet sözü çıkmadan nesi varsa hepsini veren Anadolu kadınları, erkekleri kan ve ateş yerlerinde savaşırken uzak denizlerin kıyılarından orta yaylalara doğru günlerce haftalarca çıplak ayakları, giyimsiz sırtlarıyla kurşunları, top mermilerini taşıyor Anadolu kadınları! Batıda, doğuda, kıblede bütün cephelerin arkasında memleketi işleyen, tarlaları yeşerten, sayısız yetim çocukları yetiştiren, büyüten sensiz. Ey Anadolu kadını! Hamdullah Suphi Tanrıöver
Örnek 3.Metin Yediyordu Elif kağnısına Kara geceden geceden Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu Uzak cephelerin acısıydı, gıcırtılar İnliyordu dağın ardı yasla Her bir heceden heceden ………………… Kocabaş yığıldı çamura Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar Örtüldü gözleri örtüldü hep Kalır mı Mustafa Kemal’in Kağnısı bacım Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden Fazıl Hüsnü Dağlarca
Emredici Anlatım Yazarın amacı topluma yol göstermektir. Yazar gözlemlediği olumsuzlukları, yanlışları düzeltmek; kuralları öğretileri anımsatmak istediğinde buyurucu anlatımı seçer. Bir anlamda yazar okuyucuyu bir davranışı gerçekleştirmeye zorlar. Yasalar ve yönetmeliklerde bu anlatım tarzına girer.
Örnek1.Metin … Kaldır başını kan uykulardan Böyle yürek böyle atardamar Atmaz olsun Ses ol ışık ol yumruk ol Karayeller başına indirmeden çatını Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm Alıp götürmeden büyük denizlere Çabuk ol Rıfat Ilgaz
Örnek2.Metin Kardeş senin dediklerin yok Halay çekilen toprak bu toprak değil Çık hele Anadolu’ya Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayrı O kadar uzak değil Fazıl Hüsnü Dağlarca
Örnek3.Metin Ey, Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni muhafaza ve müdafaa etmektir… Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval şerait içinde dahi vazifen , Türk İstiklal ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır. Mustafa Kemal Atatürk
Örnek4.Metin Madde 2: Hükümetler aşağıda belirtilen ilkeleri göz önünde tutarak güçlü bir tüketiciyi koruma politikası geliştirip kuvvetlendirmeli ve idame ettirmelidir. Bunu yaparken her hükümet, tüketicilerin korunması ve sosyal şartları ile halkının ihtiyaçları doğrultusunda ve önerilen tedbirlerin bedelini ve yararlarını idrak etmiş olarak kendi önceliklerini tayin etmelidir. (Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi)
Öğretici Anlatım • Belirli bir konuda bilgi vermek amacıyla yazılmış her çeşit metin bu guruba girer. Bilimsel-Düşünsel eserler, ansiklopediler, biyografiler, okul kitapları, kent tanıtım kitapları vb. bu anlatımla oluşturulur.
Örnek1.Metin Verem basilleri güneş ışığıyla doğrudan karşılaşmaları durumunda beş dakika içinde ölmektedir. İç ortamlarda standart ısı ve nem koşullarındaysa, basillerin % 60-71’inin 3 saat, %48-56’sının 6 saat, %28-32’sinin 9 saat canlı kaldığı gözlemlenmiştir. Oda havasının saatte 10 kez taze hava ile değiştirilmesi, yaklaşık bir saatte damlacık çekirdeklerinin hemen hepsinin ortamdan uzaklaştırılması için yeterli olmaktadır. Bu nedenle evlerde ve iş yerlerinde odaların yeterli genişlikte güneş alan yerler olması ve buraların sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez havalandırılması gerekmektedir. Dr. Deniz Akgün
Örnek2.Metin Halide Edip Adıvar, 1884 yılında doğdu, Ocak 1964’te İstanbul’da öldü. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ni bitiren yazar, Rıza Tevfik’ten felsefe ve sosyoloji; Salih Zeki’den matematik dersleri aldı. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.Müfettişlik ve Darülfünun hocalığı görevlerinde bulundu.Milli mücadele yıllarında öncü yazılarıyla harekata destek oldu. Daha sonra Anadolu’ya geçerek onbaşı ve çavuşluk rütbeleri ile savaşa katıldı.
Ortak Yönleri Bir konu hakkında açıklama yapma, bilgi verme, konuyu aydınlatma amacıyla yazılır. Dil göndergesel işlevinde kullanılır Bilgiler örnek ve tanımlarla pekiştirilir Söz sanatları yan anlamlı sözcük ve sözcük grupları bulunmaz Farklı Yönleri Her biri farklı bir konu işler Okuyucu düzeyine göre farklı zorluk derecelerinde yazılır Öğretici Metinler
Açıklayıcı Anlatım Amaç öğretmektir. Yazar ele aldığı konu ile ilgili okurun kafasındaki “ne, nedir, ne işe yarar, ne zaman ortaya çıkmıştır, nasıl oluşmuştur, gelişimi nasıldır?” sorularına yanıt oluşturur. Hemen her çeşit konuya kolayca uygulanabilir. Burada temel amaç bilgi vermek olduğu için karşıt görüşlere yer verilmez. Fıkra, makale, deneme, gezi, eleştiri, röportaj gibi yazı türlerinde açıklayıcı anlatım kullanılır. Bilginin tam verilmesi için tanımlamalardan örneklemelerden karşılaştırmalardan ve sayısal verilerden yararlanılabilir.
Örnek1.Metin Roman öncesi, romana uzanıncaya kadar değişik anlatı türleri görülmüştür. Bunların ilki “mitolojik öyküler” dir. Mitolojilerin ilk örnekleri, henüz gelişim aşamasındaki insan soyunun en yaşamsal sorunlarını açıklayan ve çeşitli ayinlerden, şölenlerden geçerek ortaya çıkan kutsal anlatılardır. Doğa karşısında güçsüz ve bilgisiz olan insan oğlu bir gün doğa güçlerini ve doğa olaylarını bu mitler aracıyla anlatmaya ve açıklamaya çalışmıştır. Yunanca “epos” sözcüğünden gelen “destan”lar büyük kahramanlık öykülerini manzum olarak anlatan en eski edebiyat türü olarak değerlendirilir.
Örnek2.Metin Anlam bize bir şey anlatır, bir haber verir: “her kişi ölümlüdür.” deyince karşımızdakine anlatmak istediğimiz bir düşüncemiz vardır. Karşımızdaki bizim dilimizi bilmiyorsa çeviririz, hatta işaretlerle anlatmaya çalışırız. Bir sözün anlamını anladıktan sonra artık o sözü unutsak da olur, biz başka türlüde onu anlatabiliriz. Ama sanat eserlerindeki anlam, yalnız şiirde değil herhangi bir sanat eserindeki anlam, o eserde büründüğü şekilden başka hiçbir şeyle, hiçbir sözle anlatılamaz. Belki bir şiiri, her hangi bir sanat eserini anlamı için, yani bize duyurduğu, bize düşündürdüğü şey için seviyoruz; ancak onun bize duyurduğu, düşündürdüğü şeyi yalnız kendisi duyurabilir, yalnız kendisi düşündürebilir. Nurullah Ataç
Düşünceyi Geliştirme Yolları a.) Tanımlama b.) Örnekleme c.) Tanık Gösterme d.) Benzetme e.) Karşılaştırma
Tanımlama Bir varlığı ya da kavramı özel ve temel nitelikleriyle kısaca ve açık olarak tanıtmaktır. “…nedir ?” sorusunun yanıtı olan cümledir.
Örnek • Betimleme varlıkların nesnelerin ve olayların sözcüklerle resmini çizmektir.(Betimleme nedir?) • Masal, öykü, roman gibi yazı türlerinde olayın gerçekleşmesi evrelerinin sırasıyla bildirilmesine öyküleme denir.(Öyküleme nedir) • Lirik şiir duygu ve düşüncelerin düş gücüyle zenginleştirilip coşkulu bir dille anlatıldığı şiir türüdür.(Lirik şiir nedir?
Örnekleme Soyut düşüncelere somutluk katma, görünürlük kazandırmadır. Örneklemeyle, anlattıklarımızı okurun zihninde canlandırarak daha anlaşılır kılarız.
Örnek Genç Kalemler hareketi edebiyatımıza özellikle dil konusunda yepyeni bir anlayış getirmiştir. Türkçe kendi benliğine yavaş yavaş dönmeye başlamış; halk, aydınların yazılarını anlar duruma gelmiştir. 1910’lu yıllarda yazan sanatçılardan bazıları halka inemezken Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp bunu başarabilenlerdendir.
Tanık Gösterme Düşüncelerimizi açıklarken başkalarının o konudaki düşüncelerinden yararlanmaktır.tanık göstermede tanıklığına başvurduğumuz kişinin adı,görüş ve düşünceleri yazılır.
Örnek Bir çağ, bir yaşam, bir sorun, bir konu, bir toplum olayı edebiyata girmezse yok olur gider. İlle de yazarın ya da sanatçının tanıklığı gerekir. “Bütün bunlar yaşandı, bütün bunlar ülkede oldu.” demeleri. Yarının insanları o yapıtları okuyacaklar, yaşayacaklar bu günleri. Budur sanatçının gücü, çağının en güçlü tanığı, yorumcusu olmasıdır. Yalnız bu kadar da değil. Yargılayıcısı da… Hangi toplumda sanatçıya, edebiyatçıya ters düşmüşse o çağın yöneticileri gelecek kuşak önünde mahkum olmuşlardır. Hangi zalim,insanları ezmişse, hangi acımasız kişi topluma yanlış bir yön vermişse çağının yazarı, şairi, sanatçısı onun yarınlara alnı damgalı bir kişi olarak bırakmanın yolunu bulmuştur. Zola der ki: “Hükümetler edebiyatçıya kuşku ile bakar; çünkü o ellerine geçiremeyekleri bir güçtür.”
Benzetme Bir varlık, olgu ya da düşünceyi daha anlaşılır kılmak için bir başka varlık, durum, olay ya da düşünceyle benzerlik ilişkisi kurmaktır.