400 likes | 865 Views
Sanatsız kalmış bir ulusun hayat damarlarından birisi kopmuş demektir. M. K. ATATÜRK. RESİM DERSİNİN EĞİTİMDE YERİ.
E N D
Sanatsız kalmış bir ulusun hayat damarlarından birisi kopmuş demektir.M. K. ATATÜRK
Yüzyılların ne kadar gerisine gidilirse gidilsin,sanatı insanlığın tarihi ile başlamış görürüz.İnsan yalnızca yaşama güdüsünün tutsağı olduğu çağlarda bile,güzel sanatlarla uğraşmıştır.
İkinci dünya savaşında esir düşen sanatçıların eserleri özel bir salonda sergilemişti.Sanatçılar o zor anlarında resimlerini sigara paketi arkasına yapmışlardır.Heykelciklerini de kopardıkları sandalye ve masa ayakları oyarak yapılmışlardı.
Konular o günlerin dayanılmaz acılarını,işkencelerini anlatan sahnelerdi. Üzerinde durulması gereken nokta ölümün eşiğindeki bu insanların,ellerine geçirdikleri tahta ve kağıt parçalarını işlemekten kendilerini alamamış olmalarıdır.
Andr’e Gide,Kalpazanlar’ı hakkında söyle yazar : “Niçin bu kitabı yazdım? Onu yazmam gerektiği için.Bütün bunları içimde taşısaydım,sanırım,rahat ölemezdim.”
İşte insandaki duygularını anlatma ihtiyacı,kendini ifade etme ihtiyacı,onun doğuştan gelen estetik duygusuyla birleşerek güzel sanatları yaratmıştır.
Duyum ve duygu,akıl ve düşünce gibi,iç varlığımızın vazgeçilmez bir parçasıdır.Bu bakımdan çocukta yalnız rasyonel düşünceyi geliştirmek,onu duygunluğa karşı güvensiz davranmaya alıştırmak,yarınki insanı yarım bir varlık yapmak olur.
İngiliz eğitimcisi Read’in değişiyle:”Tek kanatla uçan kuşun ilerlemesine imkan yoktur.”
Eğitim ,bugün mekanikleşmiş maddeci bir toplumda,insanı insanlıktan çıkaran herşeye karşı öğrencileri korumak zorundadır..Bu koruma okulda,objektif düşüncenin,hayal gücünün ve kişisel dünyanın eğitiminin dengelenmesi ile olur.
Eğitimde sanatın gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir.Bireyin estetik eğitimi onun doğadan ve çevresindekilerden haz duyabilmesi anlamına gelir.
Kendini dünyanın merkezi göremeyen çocuk için,resim dersi kendini dışa vurmuş,içinde bulunduğu ortamı tanıma,bir değer olduğunun bilincine vararak kişiliği kanıtlaması açısından önemlidir.
Çocuk çizmiş olduğu resimlerde kendi hayal dünyasını yansıtır.Bu durum ise çocuğu tanıtan en önemli verilerden biridir.
Çocukların dünyasında birçok sanat etkinlikleri içinde resmin daha farklı bir yeri vardır. Çocuk tüm zihnini resim ile ortaya koyar.
Çocukluk döneminde otokontrol gelişmediği için çocuk tüm düşüncelerini, hissettiklerini bütün açıklığıyla ortaya döker. Bu nedenle çocuğun resmi, olduğundan çok daha fazla şey ifade eder. Resim çocuğun psikolojisinin, gelişiminin, becerilerinin bir göstergesidir.
ÇOCUK RESİMLERİNDE • RENKLERİN ANLAMLARI
Pembe,sarı, turuncu......gibi sıcak renkleri seçen çocuklar sevecen, uyumlu, işbirlikçi......dir. Siyah,mavi, yeşil, kahverengi gibi soğuk renkleri seçen çocuklar, baskıcı aile ortamında yetişen iddiacı, çekingen, güçlükle kontrol edilen, uyumsuz, gerçek duygularını bastıran .... çocukları temsil edebilir.
ÇOCUĞUN PSİKOLOJİK ÖZELLİKLERİNİ YANSITAN RESİMLER OKUL FOBİSİ : Resimlerde aile bireyleri ağırlıklı olarak çizilir.Okul ,öğrenci resmi çizmek istemezler. Ev ve evde mutlu çocuk resimleri çizerler.
GÜVENSİZLİĞİ YANSITAN RESİMLER:Kağıdın tamamı kullanılmaz, boşluklar fazladır. Çizimler yarımdır.İnsan figürlerinde el ve ayakların çizilmemiş olması güvensizliği ve çevreye uyumda yaşanılan güçlüğü,iletişim eksikliğini,bencilliği de ifade etmektedir. Güvensiz çocuğun resimlerindeki çizgiler daha çok silik ve kesik kesiktir.
HİPERAKTİF ÇOCUKLARIN RESİMLERİ:Taşkın ve çok renkli resim çizerler.Gerilimli oldukları için genelde karalamayı tercih ederler ve resimleri hep yarım kalır. Çizdiklerinde ise resimleri çok büyük olur.CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI :Anneye babaya aşırı yaklaşılması, zıt cinsel kimlikte çizimlerde yoğunlaşma, ev resimlerinde yatak odasının çizimi, etek giyen, çocuk emziren baba, ava giden sakal bırakan anne figürlerinin çizilmiş olması bize bazı ipuçları vermektedir.
EV FİGÜRLERİNİN YORUMLANMASI Ev,çocuğun duygusal yaşamının oluştuğu merkezdir. Evin saydam olarak çizilmesi,yaşam canlılığı, içini göstermeyen duvarların çizilmiş olması karamsarlığı ifade etmektedir.Evlerdeki bacalardan yükselen kalın dumanlar, aile içinde yaşanılan kavgaları,çatışmaları, sürtüşmeleri gösterir.
Bir çocuğun resmine bakarak çevresi ve ebeveynleri ile olan sorunları ile ilgili ipuçları edinilebilir. Çocuk resmi çocuğun psikolojisini anlamayı sağlar. Çünkü çocuk resim yaparken doğaldır. Hiçbir şeyi yansıtmaktan çekinmez. Bu tutumda çocuğu gözlemleyen kişiye avantaj kazandırır.
Resim dersleri bu derslere salt resim çizmek gibi sığ mantıkla bakanların düşündüğü gibi değil, Çocukların yaratıcılığını geliştiren ve başarma duygusunu tatmalarını sağlayan anlamlı ve ciddi bir süreçtir.
Öğrencilerimiz algılama, düşünme, görsel, işitsel ve dokunsal eylemlerinin de katıldığı süreç içinde; dersimizde önce verilen konuyla ilgili beyin fırtınası ile etkinliğe başlar, hayal eder, düşünür, araştırır, kişiselleştirir, hayallerini, zihninde resmeder, konu hakkında düşüncelerini sınıfça sözel olarak paylaşır, dramatize eder, gerekirse yazıya döker, şiirsel evrene dalıp, müziğin ritmiyle dolabilir.
Konuyla ilgili taslak ve eskizini çizer, devamında temayı 2 yada 3 boyutlu görsel sanat çalışmasına dönüştürür. • Süreç bununla da bitmez, Ortaya çıkarılan ürünler üzerine paylaşımlar, eleştiriler ve farklı değerlendirme etkinlikleri yapılır. • Çalıştığı masayı düzenler son olarak farklı temaya uygun sergileme ve kurgulama kullanarak çalışmalar sergilenir.
Bu disiplinli aynı zamanda eğlenceli yaratıcı ve eğitsel süreçte görsel sanatın tutkulu dünyasında küçük ama kocaman yürekleriyle yaşamlarının en büyük adımlarını atarken görsel sanatlara ilişkin temel sanat bilgilerini de kazanırlar.
Resim çizmek, dünyaya farklı bir gözle nasıl bakılabileceğini öğretir, öğrenciyi sıradan kılmaz, algılarını geliştirir ve en önemlisi de onların yaratıcılık yetilerini geliştirir.
Resim eğitimi yaratıcılığı arttırır ve, yaratıcılıkları yüksek olan bireyler; Olup bitenleri takip ederler, bilirler−meraklıdırlar. Temel sorunlar onları ilgilendirir. Konuşmaları akıcıdır, düşünceleri yeni bastan biçimlendirmek onlar için kolay olmaktadır. Kişilikleri gelişmiştir−bağımsızdır. Enerjik insanlardır. Mizahı kuvvetli olur…. Şurası bir gerçek ki yaratıcılık eğitim ile geliştirilebilir
"Yasam sevgisinin içinde de yaratıcılık vardır. Yaratmakta fark etmekten geçiyor. Algının önemi burada başlıyor iste. Yeşili görmek, kus sesini duymak, her gün gördüğümüze farklı bakmak, eleştirel olmak, yanımızdan geçip giden güzelliği ya da kötülüğü fark etmek gibi... Böyle yaşamak daha anlamlı olsa gerek...
Resim dersi, şüphesiz çocukla sanat arasındaki bağlantıyı kurar, onun kendisi ve diğer insanlarla olan ilişkisini güçlendirir.
Öğrenciler bu derste algılama, düşünme ve bedensel eylemlerinin de katıldığı süreç içerisinde kendilerini ifade ederler. Yapılan çalışmalar öğrencilerin kendileri ve çevreleriyle ilgili duygularını, düşüncelerini dışa vurmalarına ve yaşadıkları dünyayı algılama biçimlerini anlatmalarına hizmet eder.
Okullarda çocuklara öğrettiğimiz ve çok önemsediğimiz matematik, anadil, geometri, biyoloji, beden eğitimi dersleri sanatın, sanatsal yaratıcılığın içindedir.
Resmin içinde matematik, geometri, doğaya olan merakımız vardır. Müziğin içinde matematik baş köşededir. Dansın içinde matematik, geometri, beden eğitimi diğer sanatlara eşlik eder.
Sanat empatidir.İnsanlarla, bitkilerle ve hayvanlarla ve hatta dağlarla, nehirlerle, denizle kurduğumuz empatidir.
Öğrenme hazlarını yok ettiğimiz, akşam ödevlerine, sınav hazırlıklarına boğduğumuz çocuklar için sanat eğitimi ;
Gizil güçlerini keşfettikleri ölçüde umut yaratan, Yaşamı; iyi para kazandıran mesleklerle özdeş tutmamayı fark ettirerek başka insanların acılarına duyarlı, arkadaşlarla birlikte yaratmanın güzelliğini öğreten, öldürmenin değil, yaşatmanın erdemini hissettiren, temel gerekliliktir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, yarın’ı yüklenecek olan çocuklarımızı,eksiksiz ve tam yetiştirmek istiyorsak, rasyonel ve objektif düşüncenin gelişimini; hayal gücünün ve kişisel dünyanın gelişimi ile dengelemek gereklidir.
Çağdaş bir dünya görüşüne sahip, çevresine uyumlu, ama gerektiğinde sorgulayabilen, yaratıcı, özgüveni gelişmiş, sanatı yaşantısına katan, yaşadığı çevreyi güzelleştirme sorumluluğu duyan, estetik duyarlılığa sahip, ulusun ve insanlığın sanat değerlerini koruyan yetişkinler yetiştirebilmek için:
Yükselmenin şartı: İKİ KANATLA UÇMAKTIR.