430 likes | 652 Views
Banka -Sanayi İlişkileri H.Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı 10 Aralık 2002, İstanbul. Banka-Sanayi İlişkisi. Mali tasarrufları toplayan ve kullanıcılara aktaran mali sektör piyasa mekanizmasının beyni durumundadır.
E N D
Banka -Sanayi İlişkileri H.Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı 10 Aralık 2002, İstanbul
Banka-Sanayi İlişkisi Mali tasarrufları toplayan ve kullanıcılara aktaran mali sektör piyasa mekanizmasının beyni durumundadır. Güçlü bir ekonominin varlığı büyüyen ve sağlıklı çalışan bir mali sektör ile mümkündür. Mali tasarrufların ekonomik açıdan en verimli biçimde kullanılmasında mali sektörün etkin ve sağlıklı olarak çalışması büyük önem arz etmektedir. Mali sektörün önemi
Banka-Sanayi İlişkisi Sermaye piyasası henüz gelişme aşamasında olan ülkemizde, geleneksel olarak banka sistemi mali sektörün temelini oluşturmaktadır. Mali tasarrufların büyük bir bölümü banka sistemi tarafından toplanmakta ve kullandırılmaktadır. Yurtdışından sağlanan kaynakların da önemli bir bölümüne banka sistemi aracılık etmektedir. Banka sisteminin toplam kaynakları 1980 yılında 19 milyar dolardan 1990 yılında 58 milyar dolara yükselmiş, 2001 yılı sonunda ise 115 milyar dolar olmuştur. 1994 ve 2001 yılında yaşanan krizlerde banka sisteminde çok ciddi küçülme yaşanmıştır. Mali sektör ve bankacılık
Toplam Aktifler Milyar dolar % 160 100 140 80 120 100 60 80 40 60 40 20 20 0 0 80 85 90 95 '00 Toplam aktifler GSMH'nin yüzdesi
Banka-Sanayi İlişkisi Bankaların toplam kaynaklarının gayrisafi milli gelire oranı 2001 yılı sonu itibariyle % 93 olmuştur. Son 20 yılda önemli bir büyümeyi ifade etmekle beraber bu oran AB ülkelerine göre oldukça düşüktür. Temel banka büyüklükleri: AB-Türkiye
Avrupa Ülkeleri-Türkiye T.aktifler/Milli gelir (%) 1999 400 350 300 250 200 150 100 50 Hol Fra. Alm. Avu. Isp. Ing Ita. Tur. Yun.
Banka-Sanayi İlişkisi Banka sisteminin küçük olmasının başlıca nedenleri; gelirin düşük ve TL mali tasarruflara olan talebin düşük olmasıdır. Nitekim Türkiye’de kişi başına milli gelir 2.200 dolar, kişi başına banka aktifi de 1.800 dolardır. AB ülkelerinde en düşük olan ülkede gelir 12.000 dolar, kişi başına banka aktifi 9.000 dolardır. Durum böyle olunca, kullandırılabilir kaynaklar da düşük olmaktadır. Nitekim, kredilerin GSYİH’ya oranı, 2001 yılında, Almanya’da % 96, Fransa’da % 65, İspanya’da % 61, İtalya’da % 53, Türkiye’de ise yüzde 24’tür. Temel banka büyüklükleri: AB-Türkiye
Avrupa Ülkeleri-Türkiye Krediler/GSYİH (2000-2001, %) 140 120 100 80 60 40 20 0 Alm Avu Ing Isp Fra Ita Yun Tur
Banka-Sanayi İlişkisi Kredilerin toplam aktifler içindeki payı AB ülkelerinde % 35-50 arasındadır; Türkiye’de ise % 25’tir. Oysa, büyüme ihtiyacı içinde olan ülkemizde kaynak arzı talebi yeterince karşılayamamaktadır. Bu durumda sanayicilerin banka sisteminden haklı olarak şu talepleri gündemdeki yerini korumaktadır: Daha fazla, daha uzun vadeli ve daha ucuz kaynak Bu talep bankaların yarattığı kaynakların miktarı, vadesi ve maliyeti ile ilişkilidir. Kredi kullananların talebi
Banka-Sanayi İlişkisi Bu kaynaklar nasıl kullanılmıştır: Kullanılabilir kaynaklardan kamu kesimi giderek daha fazla talepte bulunmuş, kredilerin payı hızla düşmüştür. Nitekim, bankalar tarafından yurt içinde yaratılan kaynaklardan kamunun aldığı pay 1990 yılında % 65 iken 2002 Ekim ayında % 103’e yükselmiş; kredilerin aldığı pay ise % 80’den % 34’e gerilemiştir. Kaynakların kullanımı
Kaynakların Kullanımı (%) M2RF : TL Mali Varlıklar M2YRF : TL Mali Varlıklar + YP
Banka-Sanayi İlişkisi Krediler dışında özel sektörün Türk mali piyasasından kaynak kullanımı son derece sınırlı kalmıştır. Sermaye piyasasında özel sektöre ait tahvil ve bono bulunmamaktadır. Bu durum son derece düşündürücü ve üzücüdür. Özel kesimin sermaye piyasasından yarattığı kaynak
Banka-Sanayi İlişkisi Buna karşılık, dikkati çeken önemli bir gelişme ise kamu kesimi yanında özel sektörün de yurtdışı piyasalardan önemli miktarda borçlanmasıdır. Dış borçlanma
Banka-Sanayi İlişkisi Gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından yabancı para ile borçlanma nedeniyle kaynakların içinde yabancı paranın payı önemli ölçüde artmıştır. Ekonomik istikrarsızlıkların piyasalarda neden olduğu aşırı fiyat dalgalanmaları nedeniyle TL’ye olan güvenin olumsuz yönde etkilenmesi para ikamesini artırmıştır. Kaynaklar içinde yabancı paranın artan payı
Banka-Sanayi İlişkisi Bu durum TL cinsinden kullandırılabilir kaynakların sınırlanmasına ya da kaynak yapısı veri iken bankaların risklerinin yükselmesine neden olmuştur. Kaldı ki düzenlemeler nedeniyle bankaların yabancı para kaynaklar üzerinden TL yaratması zaten sınırlıdır. Öte yandan, içerideki TL kaynakların neredeyse tamamının kamu tarafından talep edilmesi nedeniyle özel sektör yurtdışından borçlanmak zorunda kalmıştır. Bu sürecin dikkatli bir analizi bir çok sorunun yanıtlanmasına imkan verecektir. Kaynaklar içinde yabancı paranın artan payı
Banka-Sanayi İlişkisi Daha uzun vadeli kredi arzı: Bankalar tarafından kullandırılan kredilerin vadelerinin kısa olmasının nedeni hem yurtiçinden hem de yurtdışından sağlanan kaynakların çok kısa vadeli olmasıdır. 2001 yılı verilerine göre bankaların kaynaklarının ve kullanımlarının kalan vadeye göre süresi bir yıldan daha kısadır. Kaynakların en önemli bölümünü oluşturan toplam mevduatın ortalama vadesi, kırık vadeler dikkate alınmaksızın, 2002 Eylül itibariyle, 75 günden kısadır. Bankacılık ilkeleri ve Türkiye’deki riskler dikkate alındığında kullanımların daha uzun vadeli olması sürdürülebilir değildir. Yeni uluslararası düzenlemeler de vade uyumsuzluğuna yönelik olarak sermaye yeterliliği konusunda çok daha katı kurallar getirmektedir. Uzun vadeli kaynaklar neden yaratılamıyor?
Banka-Sanayi İlişkisi Kredi faizinin düşürülmesi: Kaynak maliyetini etkileyen dört temel faktör vardır: kaynak arzı ve talebine göre oluşan faiz oranı, risk primi, parasal ve mali yükler yönetim giderleri ve kar marjı Kredi faizini etkileyen faktörler
Kamu kağıtları faizi ve TL/dolar değişimi (%) 350 300 250 200 150 100 50 0 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 '00 '01 '02 TL/dolar Kamu kağıtları
Banka-Sanayi İlişkisi • Tasarruf Mevduatı Sigorta Primi • Bankalar üçer aylık dönemler itibariyle Türk Lirası cinsindentasarruf mevduatı ile tasarruf mevduatı niteliğini haiz altın depo ve döviz tevdiat hesapları toplamının on binde 25’i oranında prim öderler. • Bankaların son üç yılda yatırdıkları Tasarruf Mevduatı Sigorta Primi tutarları aşağıdaki gibidir. (Kaynak:TBB) Bankacılık kesiminden tasarruf mevduatı sigorta sistemine bu kapsamda son üç yılda 642 milyon USD kaynak aktarılmıştır. Kredi faizini etkileyen faktörler
Banka-Sanayi İlişkisi • Zorunlu Karşılıklar • Bankalar Türk Lirası ve yabancı para yükümlülükleri için TCMB nezdinde açılan hesaplarda aşağıda belirtilen oranlarda nakden zorunlu karşılık tesis ederler. Kredi faizini etkileyen faktörler
Banka-Sanayi İlişkisi Umumi Disponibilite Bankalar Türk Lirası ve yabancı para yükümlülükleri için TCMB nezdinde açılan hesaplarda aşağıda belirtilen oranlarda, disponibl değer olarak kabul edilen Devlet İçi Borçlanma Senetleri bulundururlar. Kredi faizini etkileyen faktörler
Banka-Sanayi İlişkisi • Genel Kredi Karşılıkları Kredi faizini etkileyen faktörler
Banka-Sanayi İlişkisi • Mevduat üzerinden tutulması gereken yasal yükümlülükler dikkate alındığında : 100 TL’lik mevduatın ancak 90 TL’lik bölümü; 100 $’lık mevduatın ise 88 $ ‘lık bölümü bankalarca kullanılabilir niteliktedir. • Türk Lirası ve Yabancı Para mevduatın plase edilebilir maliyetleri, zorunlu karşılıklar ve TMSF’na ödenen primler ile karşılıklar ve disponibl değerler üzerinden tahsil edilen faizler dikkate alındığında aşağıdaki şekilde oluşmaktadır: Kredi faizini etkileyen faktörler
* 1 yıl vadeli TL mevduat faiz oranı: 48,00% TL Zorunlu karşılıklara verilen faiz oranı: 25,00 % TL Disponibilite getirisi: 51,13 %
** 1 yıl vadeli $ mevduat faiz oranı: 2,75% YP Zorunlu karşılıklara verilen faiz oranı: 0,55 % YP Disponibilite getirisi: 9,66 %
Banka-Sanayi İlişkisi • Euro para birimini kabul eden AB ülkelerinde mevduat maliyetini etkileyen unsurlar • Avrupa Merkez Bankası tarafından belirlenen mevzuat munzam karşılığı halen vadesiz ve iki yıla kadar vadeli mevduata % 2 üzerinden uygulanmaktadır. Bu tutar için verilen Merkez Bankası vadesiz faiz oranı maliyet açısından bankaları önemli ölçüde rahatlatmaktadır. • Türkiye’deki gibi mevduat maliyetini doğrudan etkileyen Umumi Disponibilite uygulaması olmayan Almanya’da vadeler itibariyle aktifin pasiften fazla olması prensibi (Likidite Rasyoları) ile likidite denetimi sağlanmakta; bu durum bankaların mevduat maliyetlerini likidite yönetimlerinin başarısına göre değişen oranda, dolaylı olarak etkilemektedir. Kredi faizini etkileyen faktörler
Banka-Sanayi İlişkisi • Krizde bankaların davranışı: • Banka sistemi krizden çok olumsuz etkilenmiştir: • Özkaynakların önemli bir bölümü kaybedilmiştir. • Genelde tüm riskler, özelde ise kredi riski artmış, aktif kalitesi bozulmuştur. • Kaynaklar daralmıştır. • Kurallar değişmiştir. • Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na alınan bankaların alacaklarının amme alacağı sayılması ve bu bankaların piyasadan çekilmesi kredi arzını etkilemiştir. • Yeniden yapılanma sürecinde olan kamu bankalarının davranışı kredi arzını sınırlandırmıştır. Krizde bankaların davranışı
Banka-Sanayi İlişkisi • Bankalar yeni riskler almakta çok dikkatli davranmışlardır. • Krizden olumsuz etkilenen kredi kullanan müşteriler için bankalar tek tek borç yeniden yapılandırma, banka sistemi ise İstanbul Yaklaşımı olarak bilinen borç ve şirket yeniden yapılandırma sürecini başlatmıştır. • Bu arada, değişen kurallara uygun kredi talebi de sınırlı kalmıştır. Krizde bankaların davranışı
Banka-Sanayi İlişkisi • Düzenlemeler ve bankaların davranışına etkisi • Banka sisteminin düzenlenmesi, denetimi ve denetim kararlarının değerlendirmesi yaklaşımı değişmiştir; bağımsız bir otorite oluşturulmuştur. • Düzenlemelerde önemli ölçüde uluslararası normlara yaklaşılmıştır. • Haksız rekabete neden olan düzenlemeler önemli ölçüde iyileştirilmiştir. • Kamu bankalarına görev zararı uygulamasına son verilmiştir, bu bankaların yeniden yapılandırılma süreci başlatılmıştır. Düzenlemeler ve bankaların davranışına etkisi
Banka-Sanayi İlişkisi • Mali bünyesi bozulmuş olan bankalar Fona alınmıştır. • Özkaynak tanımı değiştirilmiştir, özkaynaklar ile temel risk büyüklükleri arasındaki ilişkiler sınırlandırılmıştır. • Kredi tanımı yeniden yapılmış; kapsamı genişletilmiştir. • Dolaylı kredi (grup ilişkileri) özkaynak ilişkisi sınırlandırılmıştır. • Mali iştirakler dışındaki iştiraklere sınırlama getirilmiştir. Düzenlemeler ve bankaların davranışına etkisi
Banka-Sanayi İlişkisi • Risk yönetimi düzenlemesi uygulamaya başlanmıştır: bankalar maruz kalacakları risklerden kaynaklanan zararları hesaplayacaklar ve zararlar için ilave sermaye tutacaklardır. • Kurala dayalı denetimden piyasa denetimine geçilmektedir. • Açık pozisyona sınırlama getirilmiştir. • Teminata dayalı kredilendirmeden nakit akımına dayalı kredilendirmeye geçiş düzenlenmiştir. • Karşılık yönetmeliği yeniden düzenlenmiş; karşılık ayırmak zorunlu hale gelirken performansı olmayan kredilerin sürdürülmesi güçleştirilmiştir. Düzenlemeler ve bankaların davranışına etkisi
Banka-Sanayi İlişkisi Bankacılık sisteminin beklentileri • Uluslararası normlara önemli ölçüde yaklaşılmıştır. • Ne var ki, ekonomide geçmişten gelen sorunlar düzenlemelerin uygulanabilirliği etkilemektedir. Bu nedenle kuralları iyi tanımlanmış, makul geçiş süreleri tanınmalıdır. • Kurallara kısa sürede uyulması talebi kırılganlıklar yaratabilir. • Sermayenin hemen artırılmadığı durumlarda risklerin azaltılması gündeme gelebilir. • Bankacılık sistemindeki düşük karlılık/zarar yapılandırma sürecinde dikkate alınmamıştır, alınmalıdır. Bankacılık sisteminin beklentileri
Banka-Sanayi İlişkisi • Banka sistemi doğrudan veya dolaylı ağır bir vergi yükü altında çalışmaya devam etmektedir. • Enflasyon muhasebesi uygulamasında farklılık yaratılmamalıdır. • Temerrüt faizi uygulamasına yeni bir yaklaşım getirilmelidir; TBB’nin önerisine bir değerlendirme alınamamıştır. • Alacakların tahsilini hızlandıran yasal düzenlemeler yapılmalıdır. • Aracılık maliyetini artıran yükler kaldırılmalı/uluslararası düzeye çekilmelidir. • Bankaların ve müşterilerinin kar edebileceği sağlıklı bir ekonomik ortam yaratılmalıdır. Bankacılık sisteminin beklentileri
Banka-Sanayi İlişkisi • TL talebini sınırlandıran düzenleme ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. • Bankalar arasında haksız rekabet yaratılmamalıdır. • Mali sistemdeki düzenleme ve denetime yeknesaklık getirilmelidir. • Banka sistemine yeni girişlere dikkat edilmelidir. Bankacılık sisteminde konsantrasyonun makul bir düzeye yükselmesi sağlanmalıdır. • Banka sisteminin itibarının ve sisteme duyulan güvenin artırılmasında herkese ciddi sorumluluk düşmektedir. Bankacılık sisteminin beklentileri
Banka-Sanayi İlişkisi Sonuç • Güçlü bir ekonomi güçlü bir mali sistemin; güçlü bir mali sistem güçlü mali kuruluşların varlığına bağlıdır. • Mali sistemin büyümesini ve derinleşmesini engelleyen vergisel ve parasal yükler kaldırılmalı, TL ve mali sisteme olan güveni sarsacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. • Ülke gereksinimleri ve ülkeye özel koşullar da dikkate alınarak otoritenin bankacılık sektörünün verimli ve etkin çalışması, tasarrufların üretime ve sanayie yönlendirilerek ekonomik büyümeye katkı sağlaması için zemin hazırlaması ekonomik yapılanmanın temelini teşkil etmektedir. Sonuç
Banka-Sanayi İlişkisi Son dönemde yapılan ve bankaların faaliyetlerini uluslararası kurallara bağlayan reformların, sistemin tümünü, kamu kesimi ile reel sektör kurumlarını da kapsaması ve gerekli reformların (vergi kayıplarının önlenmesi, uluslararası muhasebe standartlarının ve bağımsız denetim sisteminin getirilmesi) eşzamanlı olarak yapılması halinde, sağlıklı işleyen bir piyasa ekonomisi ve uluslararası rekabet gücüne sahip kuruluşların yaratıldığı bir ekonomik yapılanma gerçekleşebilecektir. Sonuç
Banka-Sanayi İlişkisi Teşekkür ederim. İstanbul Sanayi Odası’nın 50. Kuruluş Yıldönümünü en iyi dileklerimle kutlarım.