140 likes | 421 Views
DÜZLEM DERSHANESİ REHBERLİK SERVİSİ. HEDEFİNİ BELİRLEDİN Mİ?. UNUTMA!. HEDEFLERİ OLANLAR ASLA VAZGEÇMEZLER.
E N D
DÜZLEM DERSHANESİ REHBERLİK SERVİSİ HEDEFİNİ BELİRLEDİN Mİ? UNUTMA!.. HEDEFLERİ OLANLAR ASLA VAZGEÇMEZLER
Kaliforniya sahilleri, 4 Temmuz 1952 günü sisle tamamen kaplanmıştı. 21 mil batıdaki Catalina Adası sahillerinde 34 yaşında bir kadın, Pasifik Okyanusu’na dalarak, Kaliforniya’ya doğru yüzmeye başladı. Eğer başarılı olursa, bunu yapan ilk kadın olacaktı. Adı Florence Chadwick olan bu yüzücü, Manş Denizini her iki yönde geçen ilk kadındı. O sabah su, vücudu uyuşturacak kadar soğuktu ve sis o kadar yoğundu ki, beraberindeki tekneleri güçlükle seçebiliyordu. Saatler ilerliyor ve milyonlarca insan televizyonlarından onu izliyordu. Birkaç kez köpekbalıkları ona yaklaşmaya çalıştı, ancak tüfeklerle uzaklaştırıldı.
Yüzmeye devam etti. Bu yüzüşlerde en büyük sorunu hep yorgunluk yerine, suyun dondurucu soğuğu olmuştu. On beş saatten uzunca bir süre sonra, soğuktan yorulmuş ve uyuşmuş bir halde, devam edemeyeceğini anlayarak, kendisini sudan çıkarmalarını istedi. Yakındaki bir teknede bulunan annesi ile antrenörü, karaya yaklaştıklarını belirterek, yüzmeye devam etmesini söylediler. Ama Kaliforniya sahillerine doğru baktığında tek görebildiği, yoğun sis tabakasıydı. Birkaç dakika sonra –on beşinci saat, elli beşinci dakikada sudan çıkarıldı. Saatler sonra vücudu ısınmaya başladığında,
başarısızlığı algılamaya başladı. Bir gazeteciye bulanık bir şekilde, “Bakın kendimi mazur göstermeye çalışmıyorum. Ama karayı görebilseydim, başarabilirdim” diyordu. Onu çıkardıklarında, Kaliforniya kıyısından sadece yarım mil uzaklıktaydı! (yaklaşık 800 m)Daha sonra, vazgeçmesinin nedeninin ne yorgunluk ne de soğuk olduğunu, sis yüzünden karayı görememek olduğunu söyledi. Florence Chadwick büyük bir yüzücüydü, ama yine de başarabileceği bir şeyi başarabilmek için kendisini güdüleyecek, gözle görülür bir hedefe ihtiyaç duymuştu.
İnanmak başarmanın yarısıdır. Başarabileceğine inan ve başardığını zihninde defalarca canlandır. Tıpkı 1984 Olimpiyat atlama şampiyonu Sylvie Berner gibi ; Yatmadan önce atlayışlarımı kafamda canlandırdım. İlk atlayışım, bir olimpiyatta atlamam gereken gibiydi. Aynı atlayışı zihnimde yaşıyor gibiydim. Bütün duygularım aynıydı. Atlayışımda bir hata varsa, hemen zihnimdeki filmi geri sarıp hatayı düzeltiyor ve mükemmel bir atlayışa geri dönüyordum. Bir yıldan uzun süre günde beş kez, on dakikalık bir zihnimde canlandırma çalışması yaptım.
Olimpiyatta mükemmel bir atlayış yapabildiğimi görüyor , hatta kalabalığın tezahüratını işitebiliyordum. Sonra tramplene çıktım ve arzu ettiğim atlayışı gerçekleştirdim. BUNUN İÇİN ÇOK ÇALIŞTIM.
YOLCULUK BAŞLIYOR ! Şimdi bizi pozitif düşündürecek ve kendimizi daha güçlü hissettirecek bir yolculuğa çıkalım.
Negatif Limanlardan, Pozitif Sulara
Evet gemimiz şu negatif limanda duruyor. Birazdan demir alacağız lütfen güvertenin ön tarafındaki rahat koltuklara oturun ve geminin kalkmasını bekleyin. Bu arada tüm hedef ve hayallerinizi geminin güvertesine salın hemen işe başlasınlar. Ne o, korkularınızı, kaygılarınızı ve başarısızlıklarınızı mı düşünüyorsunuz? Onlara da ihtiyacınız olabilir, getirin onlarıda yanınızda. Ancak onlar alt kattaki kürek dairesine girecekler. Onları zincirlerle bağlayacağız ve bizim küreklerimizi çekecekler. Ne kadar çok kürek mahkumu varsa o kadar iyi. Çünkü güçlü, kuvvetli kürekçilere ihtiyacımız var.
Haydi durmayın hayallerinizi ve hedeflerinizi derhal salın güverteye. Az sonra kalkacağız. Kaygılar, korkular ve başarısızlıklar alt kata. Evet hepsi yerleşiyorlar. Bakın aşağı kattan gelen zincir seslerini duyuyor musunuz? Hepsi bağlandı ne kadar da güçlü kuvvetliler ama çok işimize yarayacaklar. Ya güvertedekiler!.. Ne kadar da cılız şeyler onlar öyle. Ama merak etmeyin bu geminin personeli çok deneyimlidir. Onlar kısa sürede eğitir. Belki hayatınız boyunca hep sakin limanlar aradınız. Hatta bazen buldum sandınız. Birazdan ayrılacağınız liman da öyle değil mi? Sakin bir liman. Ama o limanda uyuşukluk ve kasvet var.
Açık denizlerde yeni fırsatlar var! Umutlar var! Yepyeni bir yaşam var. Bu yolculuğa çıkarken standartlarınızı yükseltin. Artık elinizdekilerle yetinmek zorunda değilsiniz. Daha fazlasını, daha güzelini, daha iyisini isteyin. Sizi sınırlayan beyninizdeki tüm zincirleri kırın. Bu yolculuk sırasında gözlerinizi açık denizlerden ve hedeflerinizden ayırmayın. Gözlerinizi hedeflerinizden ayırdığınız, geriye dönüp negatif limanlara baktığınızda ürkütücü şeyler görebilirsiniz. O halde ileri, ileri, daima ileri.
KARAR: ! HEDEFİME ULAŞACAĞIMA ARTIK İNANIYORUM
SONUÇ: HEDEFLEDİĞİN YERDESİN.